DİYARBAKIR CEZAEVİ HAFIZA MÜZESİ Mİ, HAFIZAYI SİLME MÜZESİ Mİ OLACAK?


Diyarbakır 5 no'lu cezaevi "hafıza müzesi ve kültür merkezi" olacakmış! "Çok sevindik ve bunun için Erdoğan iktidarına minnet duyuyoruz" mu demeli?
Bir politika değişmeden onun sonuçları nasıl müzeye konabilir ki?
Bu ancak HAFIZAYI SİLME müzesi olabilir.
2015'den beri Kürt halkına çektirdiği zulümlerle, uyguladığı şiddet-özel savaş politikalarıyla, TC'nin Kemalist dönemiyle, 12 Eylüllerle, Özel Savaş Hükümetleriyle yarışan AKP iktidarı ve onun Reisi Erdoğan, Diyarbakır'da utanmadan halkın karşısına çıkabiliyor!
Ve yine Diyarbakır halkının oylarıyla seçilmiş Selahattin Demirtaş gibi milletvekillerini, Selçuk Mızraklı gibi Belediye başkanlarını, bu siyasi rakiplerini zindanlara göndermiş olmanın, üstelik görüşçülerine de eziyet olsun diye onları taa Edirne cezaevine sürmüş olmanın zerrece utancını duymadan etnik kimliklerini sorgulama hadsizliğinde bulunabiliyor.
Her biçimiyle zulmettiği toplumun bir de karşısına geçip dalga geçme küstahlığında bulunan bu SİYASİ FİGÜR'ün, yine de Diyarbakır'da karşılayanları ve alkışlayanları bulunması da BİZİM AYIBIMIZ olsun...
Bu vesileyle sanki kaf dağından kar bağışlıyormuş gibi Diyarbakır Cezaevinin "Hafıza Müzesi ve Kültür Merkezi" olacağı müjdesi verilmiş. Böylece bütün günahlarından suçlarından arınmış mı olacaklar?
Diyarbakır Cezaevinin bir "Hafıza Mekanı" olarak müzeye çevrilmesi için geçtiğimiz yıllarda sayısız kez kampanyalar açıldı; hepsine katıldım ve bunların bazıların örgütlenmesinde de yer aldım. Elbette 5 No'lu Cezaevinin gelecek nesillere ibret olsun diye bırakılacak bir utanç alanı olarak korunmasını çok önemsiyorum ve gereklidir.
Peki bugünkü siyasi iktidar Diyarbakır Cezaevini gerçekten bir "hafıza mekanı" olarak mı düzenliyor yoksa Diyarbakır Cezaevini bu kez "hafızayı SİLME ve ÇARPITMA aracı" olarak düzenleyerek sömürge politikasının hizmetine mi veriyor?
"Hafıza Mekanı" demek, "ben devlet olarak bu yerde işlenmiş olan insanlık suçlarından dolayı özür diliyorum, pişmanlık duyuyorum; artık bu anlayış bu politika geride kaldı" demektir. Bu utanç mekanını açıyorum ki, insanlığa karşı işlenmiş suçların eni sonu lanetleneceği görülsün, bu suçların cezasız kalmayacağına ibret olsun" demektir.
Peki Türk devleti Diyarbakır 5 No'lu Cezaevinde, uyguladığı politikalardan vaz mı geçti?
Kürt/Kürdistan ve demokrasi politikalarında yeni bir sayfa mı açtı?
HAYIR, ASLA...
Daha birkaç yıl önce bu kentin kadim bir semtini SUR'u yerle bir eden bir iktidardan bahsediyoruz. Cizre'de, Nusaybin'de, Silvan'da, Lice ve daha nice Kürt kent ve kasabasını aylarca bombardıman edip çocukları bodrumlarda katleden bir yönetimden bahsediyoruz. Taybet anaların bedenlerini günlerce sokaklarda bırakan; anne-babalar çocuklarının cansız bedenleri çürümesin diye onları buzdolabında saklamak zorunda kaldığı bir yönetimden...
Kürtlerin avuç içi kadar özgür olabildiği bir alan kalmasın diye Rojava'da her gün yeni yeni işgal alanları açan bir YAYILMACI bir iktidardan bahsediyoruz. Afrin gibi işgal ettiği alanları, yağmaya açıp, oralara cihatçı çetelere üs haline getiren bir militarist yayılmacılıktan bahsediyoruz.
Türk ordusu her gün her an yeni yeni savaş suçları işlemeye devam etmiyor mu? Daha birkaç gün önce kimyasal silah kullanıldığının izleri ortaya çıkmadı mı?
O halde hangi anlayış, hangi politika değişti?
Kürt halkının iradesi, seçtiği HDP'li vekiller ve belediye başkanları hapislerde çürütülmüyor mu? Sayıları onbinleri geçen büyük bir kitle, politik kadrolar Cezaevlerinde tutulmuyor mu? Halen on binlerce insan Kürt ulusal demokratik haklarını savundukları için yargılanmıyorlar mı? Daha birkaç gün basın mensupları operasyonlara uğratıldığı bir yönetimden bahsediyoruz.
O halde hangi anlayış değişti ki bunun müzesini yapacaksınız?
Örneğin bu cezaevinin direnişçilerini, yani halen "Kürtçü, bölücü, yıkıcı, terörist" dediğiniz insanları nasıl ANACAKSINIZ?
Mazlum Doğan'ın kendini feda ettiği hücresine onun fotoğrafıyla beraber üç kibrit çöpü ve çiçekler bırakacak mısınız?
Zulümler son bulsun diye kendilerini ateşe veren 4'lerin (Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner’i) koğuşunda onların anısına saygı gösterip, o su tankının altına sürekli yanacak bir ateş düzeneği yapabilecek misiniz? Onların niçin kendilerini feda ettiğini anlatan bir installasyon yapacak mısınız?
Temmuz ölüm orucu direnişçileri M.Hayri DURMUŞ ,Kemal PİR, Akif YILMAZ ve Ali ÇİÇEK'in anısına onların kaldıkları hücrelerine fotoğraflarını asıp, son sözlerini yazacak mısınız?
Banyoyu ziyarete açtığınızda burada insanların temizlenmediklerini, döve döve öldürüldüklerini, örneğin Necmettin BÜYÜKKAYA'nın anısına bir şeyler yazacak mısınız?
Kadın koğuşuna Sakine CANSIZ'ın yaşamı ve katline ilişkin bir şeyler yazma cesaretiniz olacak mı?
Sinema salonunun duvarlarına burada işlenmiş olan vahşetin anlatımlarını içeren belgesel fotolar, video yerleşimleri koyacak mısınız? 5 no'lu cezaevi için çekilmiş belgeselleri, filmleri, kitapları, resimleri sergileyecek misiniz?
İbret olsun diye Kemal Yamak'tan, Esat Oktay Yıldıran'a, diğer yönetici ve gardiyanlara kadar işkencecileri mahkum eden UTANÇ LİSTESİNİ duvarlara asacak mısınız?
Burada haksız ve hukuksuz biçimde yargılanmış dava insanların ONURUNA saygı gösterecek, bu yargılamaların hükümsüz olduğunu gösterecek misiniz.
Burada katledilen insanların anısına onların hatıralarını sergileyecek, zulüm gören insanların kendi anlatımlarını videolardan izlenebileceği bir yerleşim düzenleyecek misiniz?
Halen TERÖRİST dediğiniz bu kitlenin onurunu, haklarına nasıl saygı gösterebilirsiniz ki?
Bunların hiçbiri yapılmayacak, Çünkü 5 no'luyu yaratan sömürgeci politika, aynı hızıyla başka yeni biçim ve metodlar geliştirerek devam ediyor.
Haliyle henüz nasıl bir "müze" yapacaklarını, işleteceklerini görmesek de bunun bir "hafıza mekanı" değil, "HAFIZAYI SİLME, ÇARPITMA", kendi anlayışını temize çıkarmaya çalışma müzesi olacağını tahmin etmek zor değil.
Ama inanıyorum ki, özgürlük ve demokrasi mücadelesi, şu anda onları sadece sahte gösterişler yapmaya zorlasa da, sonunda sömürgeci-faşist zihniyeti gerçekten de "MÜZE" haline getirecektir.

Yorumlar