İŞGALCİ, YAYILMACI MACERAYA DEVAM!


Türkiye kendisi bilerek isteyerek, saldırgan ve yayılmacı amaçlarla girdiği Suriye savaşında kendisi için ağır bilançolarla karşılaşmaya başladı...

Resmi kabullere göre 33 asker ölürken (ki bunun çok daha fazla olduğunu belirten uluslararası ajanslar var) bunun iki katı kadar da ağır yaralı var, ki çoğusu artık belki birçok uzvunu kaybetti...

Bunun başlıca sorumlusu hiç kuşku yok ki "İNŞALLAH ŞEHİTLER TEPESİ BOŞ KALMAYACAK!" diye onların yerlerini daha önceden ayırtmış olan Erdoğan yönetimi, AKP-MHP-Ergenekon koalisyonudur. Savaş ve yayılmacılık olunca iktidardan önce koşarak desteğe giden CHP-İyi-SP gibi "muhalefet" partileridir.

Sanki çocuk bahçesine gönderiyormuş gibi "AMAN AYAĞINIZ TAŞA DEĞMESİN, BURNUNUZ KANAMASIN ÇOCUKLAR!" iki yüzlülüğüyle çocuklarını savaşın ateşin içine yollayan ana-babalar (toplum) sorumludur bu kayıplardan.



Kayıplar derken Türk çocuklarından akan "kırmızı kan" da diğerlerinden "su" akmıyor. TC'nin iddiasına göre 1700'den fazla "rejim askeri" öldürdükleriyle övünüyorlar. Demek sebep oldukları CAN KAYBI çok daha fazladır...

Bir tarafın etten, kemikten duygudan oluştuğunu değerli olduğunu kabul edip, ötekinin sadece bir sayı bir imge olduğu anlayışıyla bu savaşlar sürüp gider...

Savaş cehennemine benzin dökerek sonuçlarından siyasi, ekonomik, dini, ideolojik faydalar bekleyen bir iktidardan bahsediyoruz.

Bu bilançolar, toplum için bir şey ifade etmediği; "vatan-millet, din-iman" söylemlerine kurban edildiği sürece daha da ağırlaşacak.

Bu gidişat daha derin bir savaş yıkımına doğru ilerleyecek demektir.

Türkiye kendi çocuklarını odun niyetine savaş fırınına sürdüğü gibi; 7 yıldır yaptığı üzere Suriyeli mültecileri, çoluk çocuk sivil insanları, BİR SİLAH OLARAK kullanma ahlaksızlığından da geri durmuyor.

Buna güvenen insanlar bir umutla Avrupa sınırlarına, Ege sularına yöneliyorlar. Yarın öbür gün yine büyük deniz faciaları kapıda demektir.

Böylelikle bir taşla birkaç kuş vurmak istiyor:
- AB ülkelerini kendi saldırgan pozisyonlarını desteklemesi için MÜLTECİ ŞANTAJI'na başvuruyor.
-Yunanistan'ı sıkıştırarak Doğu Akdeniz'de taviz koparmayı;
- İçerideki milliyetçi tabanını da "Bakın Suriyelileri gönderiyoruz!" diyerek stabilize etmeyi umuyor.

TC'nin Irkçı-Turan-Islamcı yayılmacı SAVAŞ POLİTİKALARINA HAYIR demek gerekiyor.

SALDIRGANLIĞI, YAYILMACILIĞI, SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞINI aktif olarak hedef almayan söylemler bence gerekli etkiyi yapmaz. "Barış" istemek başka "aktif savaş karşıtlığı" başkadır.

Durumun ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha hatırlatmak için bir video paylaşıyorum. Artık sadece Türkçü-Turancı değil aynı zamanda İslami-Cihatçı hale gelmiş olan Türk ordusundaki bir YEMİN AYİNİ.

Burada Diyarbakır Sur'da, Silvan'da, Nüsaybin'de insanları Allah-Millet Peygamber adına nasıl katlettikleriyle övünen, bilenen askerler görüyoruz.

Bu zehirin dönüp kendilerini felç etmesi kaçınılmazdır...

Yorumlar