HALLE SALDIRISINI KINIYORUZ


Gündemin yoğunluğuna kurban gitmesin!

Almanya'nın Halle kentinde Sinagog'a yapılan ırkçı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti.

Holokost gibi bir zulmün yaşandığı bu ülkede Yahudilerin halen tehdit altında bulunması çok korkunç...

Federal Alman Şansölyesi olarak Willy Brandt'ın soykırım anıtı önünde diz çöküp özür dilemesi, sembolik de olsa Almanya'nın Holokost suçuyla yüzleştiğinin göstergesi gibiydi.

Berlin'de çeşitli yerlerdeki anı levhaları, mekanları, yerlerdeki plakalar, resmi, gayri-resmi anmalar da bunu söylüyor.

Bu inancım 2004 yılındaki Londra seyahatinde tamamen değişmişti.

Londra'da günlük yaşamın içinde kipaları, şapkaları, şalları, özel giysileri içinde dolaşan Yahudi çocuklarını, gençlerini, ihtiyarlarını görmek mümkün. Hatta "Bu semt Yahudi semti mi" diye sormuştu arkadaşıma, o da "hayır.." demişti.

Sonra düşündüm, Berlin'de böyle giysileriyle dolaşan, kafelerde oturan kişilere, okullara giden çocuklara hiç rastlamadığımı farkettim. Oysa Berlin Almanya'nın belki de en "açık fikirli" kenti... Her dinden, her inançtan, her ırktan insanları, kara çarşaflı veya peçeli kadınları da günlük hayatta görmek mümkün.

Ama Yahudiler günlük hayatta görünmüyordu. Olmadıkları için değil, göze batmamayı, görünür olmamayı tercih ediyor olmalıydılar.

İçim burkuldu!

Holokost üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen Alman toplumu içinde canlanıverecek gibi duran bir şeyler, onları tedirgin etmeye devam ediyormuş demek ki...

Londra ile kıyaslayınca Berlin'i yanlış tanımışım diye düşünmüştüm.

Büyütülmesin diye çok fazla dillendirilmeyen ama sağda solda yaşanan ırkçı saldırılar, giderek artıyor. Üzerinden atlayamayacağımız kadar büyümeden bu tehlikenin üzerine gitmek gerekiyor.

Tehlike hafifsenecek gibi değil!

Anti-Semitizme sıfır tahammül...

#Zero_Tolerance_for_antisemitism

Yorumlar