YAVAŞLIĞA KARŞI ÖFKE!

Eklediğim makale, ABD'de yapılan araştırmalarda insan davranışlarının giderek hız kazandığını ve yavaşlığın diğer insanları öfkelendirdiği üzerine ilginç bulgu ve tespitler içeriyor.

Aslında yavaşlık ve hızlılığa karşı öfke, insan bencilliği ve subjektivite ile yakından ilgili.

Örneğin, Ötobüs'ün içindeyseniz onun yolcu indirip bindirirken çok fazla beklemesine sinirlenirsiniz; eğer otobüsün dışındaysanız onun niye birkaç saniye daha bekleyip sizi almadığına sinirlenirsiniz...

Genç ve dinamiksiniz, enerji dolusunuz; her işlemi bir an önce halledip öbürüne geçmek istiyorsunuz ama önünüzdeki insanların ağır hareket etmeleri, "SALLANMALARI" sizi delirtiyor...

Hız ve koşuşturmaca, kapitalist üretim ve yaşam tarzının "zaman paradır" diye insanları cılgınca bir rekabet ve yarışa sokmasının bir sonucu. Böylece yaşam temposu yükseliyor ama sabır, sükunet, anlayış aşağı iniyor.

Böyle bakınca sokaklar, toplu ulaşım araçları; alışveriş, banka, postane, vezne kuyrukları; trafik ışıkları, yürüyen merdivenler, kısaca toplumsal yaşamın devingenliği sadece GENÇ ve DİNAMİK olan insanların kullanabileceği alanlar haline geliyor.

YAŞLILARA, HASTALARA, ENGELLİLERE hayat yok, sabır yok... Belki bir süre sonra yaşam temposunu yavaşlattıkları için sokağa çıkmalarından bile rahatsızlık duyulacak:

"-Şunun yürüyüşüne baksana! Bu yaşta evinde otursana be kadın!"

Aceleyle bir yere yetişmek istiyorsunuz. Önünüzdeki insan bir türlü size yol vermiyor; "Ne saygısız insanlar var; Öküz gibi dikeliyorlar!" diye kızıyorsunuz.

O insan o anda acı mı çekiyor, bacaklarına sızı mı girdi, başı mı dolandı, tansiyonu mu yükseldi, unuttuğu bir şey mi aklına geldi; bir hasta, engelli veya yönünü kaybedip şaşkınlığa, paniğe kapılan biri mi? Umurumuzda değil... Bir an önce saatimize yetişmeliyiz, diğer her şey umurumuzda olmayan engeller.

Alışverişi bitirip kasa kuyruğuna gelmişsiniz: kasada oturan kişi son sürat paketleri okutup önünüze fırlatıyor. Siz artık yaşlısınız, eliniz konulunuz onları tek tek alıp yerleştirmek için onun kadar dinç ve sağlıklı değil. Ama kasadarın umurunda değil. Kasa fişinizi kontrol etmenize bile fırsat vermeden onu da diğer paketlerin üzerine fırlatıyor.

Sonra gelen müşteri sizin yavaşlığınızdan öfkelenmiş durumda. Homurdanarak kendinkileri toparlamaya çalışıyor.

Durun bakalım! Bu dünyayı 18-40 yaş arası, tam teşekküllü hastaneden sağlam raporu almış insanlardan başkasına hayat hakkı tanımayan bir ortama çevirmeye hakkımız var mı?

Evet, hizmetlerin daha hızlı yapılması elbette iyi bir şey... Hızlı trenler, hızlı uçaklar, hızlı servisler...

Lakin sosyal hayatta insan davranışlarına bu kadar HIZ yüklemek, onların biyolojik saatleri ve organizmalarını ters biçimde zorlamak, ortak yaşamı SAYGIYI, SABRI, DİNGİNLİĞİ ve ANLAYIŞI ortadan kaldırmıyor mu?

Lütfen biraz YAVAŞ! Önümüzde İNSAN var!
5 Ağu 2019 02:40 güncellendi

Yorumlar