HDP Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, sağ olsun bu konuyu ciddi ve kararlı biçimde elindeki olanaklarla hem mecllse hem basına yansıtmaya çalışıyor.
İnsan her bir olayı, her bir ayrıntıyı okudukça, bildikçe iliklerine kadar ürperiyor; bir şey yapamamaktan dolayı karnına sancılar, başına ağrılar giriyor...
15 Temmuz'un üzerinden 2 yıl geçti, hergün başka bir şehirden tutuklu bebek haberi geliyor. Sirkülasyon o kadar fazla ki sayısı net olmamakla birlikte son istatistiklere göre en az 864 bebek anneleriyle birlikte cezaevlerinde.
Bir de anne-babası birlikte tutuklu olup ve çocukları dışarıda konu komşu, akraba yanında, yaşlı nine veya dedelerine sığınmış ser sefil olan çocuklar var.
Gergerlioğlu, son bir yıl içinde onlarca yeni doğum yapmış ya da hamile annenin tutukluluk ve gözaltı halleri için mücadele yürüttüklerini belirtiyor.
Ve güncel bir örnek:
"Ege'de bir ilçede KHK'lı bir öğretmen aileyi göz altına almaya gelen polisler anne ve babayı alıp götürürken evde birisi 8, diğerleri 5 ve 3 yaşındaki üç çocuk kimsesiz şekilde kalmışlar.
Polislerden biri çocukların durumuna acıyıp savcıyı arayarak durumu anlatmış ve annenin evde kalması konusunda izin istemiş. Savcı, cevap olarak "Terörist olurken bana mı sordular?" olmuş ve reddetmiş.
Anne-baba tam da akşam vakti götürülürken, büyük çocuk koşarak asansörün kapısına gelir ve annesine:
-Anne bari makarna yapmayı tarif edip git, kardeşlerimi doyurabileyim." diye sorar ama götürmüşler aileyi.
Bunu yaşayan polis hadiseyi bir komşusuna anlatmış ve "o gece evime döndüğümde sabaha kadar ağladım." demiş..."
[Kaynak: https://twitter.com/gergerliogluof/status/1148910879724965888]
Bir tarafta da laylay-lom başka bir "muhalefet" var.
Bebeklerin düzenli olarak mahkum hayatı yaşadıkları bir ülkede "her şey güzel" olabilir mi?
Yorumlar
Yorum Gönder