ÇOCUKLARIN GÖZÜYLE "AZINLIK" OLMAK NE DEMEK?

26-27 Haziran 2000 tarihinde İstanbul‘da 12-17 yaş arası çocukları kapsayan Çocuk Kurultayı düzenlenmişti.

Kurultay‘da „Azınlık“ çocuklarının sorunlarını incelemek amacıyla kurulan komisyonda Ermeni çocukları arasında da bir çalışma yürütüldü. „Türkiye‘de Azınlık olmanın Avantajları ve Dezavantajları“ konulu bir ankete Ermeni çocukların verdikleri bazı cevaplar:

15 yaşındaki bir Ermeni genci iyi komşuluğun sırrını şöyle açıklıyor;

- „Komşularımızdan hiçbir dışlama görmüyoruz ama, bunun sebebi bir sorun çıktığında ortalığı ayağa kaldırmak yerine susup onları dinlememizdir.“

- „Ben azınlık falan değilim. Bir kere azınlık kelimesinin benim için sadece bir anlamı var. O da bazı nesli tükenmiş hayvanlara denir. Ben bir Ermeni çocuğuyum. Ne azınlık ne de gâvur.“ (Yaş 13)

- „Bayramlarımızı sessiz ve sakin kiliselerimizde kutluyoruz. Türkler ise kendi bayramlarını coşku ile kutluyorlar.“(Yaş 15)

- „Sokakta yürürken mamamızla veya tanıdığımızla Ermenice konuşsak herkes düşman gibi bakmaya başlar. Tabii ki rahatsız oluruz ve bir daha konuşmayız.“(Yaş 12)

- „Aslında benim derdim ismimle. Hiç hatırlamam biri bana ismimi sorduğunda bir kere ismimi söylediğimi. Hep çifter çifter söylemek gerekiyor.“ (Yaş 12)

- „Babamın çok büyük arkadaş çevresi var, bunun için Türk arkadaşları da var. Babam orda adını belli etmez. Adı Aleksan‘dır. O toplumda kendini Ali diye tanıtır.“ (Yaş 12)

- „Birinin benim Ermeni olduğumu öğrenince ‚Ne olacak canım sen de insansın‘ demesi sinirlerimi çok bozuyor. İçimden her seferinde‚ Ne cüretle bunu söylüyor‘ diye geçiriyorum.“ (Yaş 15)

„Yeni doğan çocuklar için başarılar dilerim.“ (Yaş 12)

Yorumlar