HEPSİ PEYGAMBERE HELAL!

Yine Ahzap suresi 50. ayet; Allah, paygambere hangi kadınları "helâl" kıldığını madde madde sıralamış; Skala oldukça geniş... Yaş ve sayı sınırlaması yok... Ama yanlış anlaşılmasın, bütün Müslümanlara değil, sadece Peygamber'e..

İyi ama bunu neden yüzyıllarca sürüp, milyonlarca insanın okuyacağı bir kitaba yazma gereği duyulmuş. Kimin hangi sorununa cevap bu?

Sanırım Allah insanların ne kadar dedikoducu olduklarını bildiği için, Peygamber hakkında ileri-geri konuşmasınlar diye, iznin bizzat kendisinden geldiği bilinsin istemiş olmalı:

"50 - Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Diyanet İşleri Başkanlığı tercümesi)

Burada, "Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri" ile "bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse" sözleri dikkatimi çekti. Bir kadın kendisini bir erkeğe nasıl "HİBE" eder. Bir kulun başka bir kul'a (bu Peygamber de olsa) kendisini nasıl hibe etmesi ne demektir?



CARİYELİK MESELESİ

İslâm'da "kölelik" var mı?

Demek ki Allah, özellikle de kadınların mal-mülk gibi "savaş ganimeti" olarak "sahiplenilebilir" olduğunu, Onların aynı zamanda sex kölesi olarak kullanılabileceğini "buyurmuş" oluyor.

Cariye, erkeklerin seks istekleri dahil, hepsine hizmet etmekle yükümlü kadın köledir. Düşman kabul edilip savaşılan tüm toplulukların kadınları "savaş ganimeti!" olarak Müslümanlarca cariye alınabilir. Cariyelikle ilgili başka ayetler de var.

1915 Soykırımında "kurtarılan kadın kız" öykülerinin aslında, onlara "savaş ganimeti" olarak el koyma hikayeleri olduğunu birçok vesile ile yazmıştım. Bu arada yine hatırlatayım.

Osmanlı sarayının, paşa konaklarının savaşlarda "fethedilen" diyarlardan alınıp getirilen Cariyelerle -ki buna erkek çocukları da dahil- dolu olduğu bilinir.

Güncel bir örnek olarak IŞID'ın Şengal'den kaldırdığı Ezidi kızları cariye olarak oradan oraya sürüklediği hikayeleri halen günlük haberlerle hergün karşımıza dikiliyor.

1993 yılında İstanbul'da göz altındaydım. İslamcı polisler kendi aralarında hararetli bir tartışma yürütüyorlardı. Konu Başbakan Tansu ÇİLLER'in neden başörtüsü takmadığı, bunun islam'a uygun olmadığıydı. İçlerinden "İmam" olan konuyu şöyle özetledi;

- O CARİYE KONUMUNDADIR.

(Yani Müslümanların hizmetçiliğini yapan bir kadındır; Cariyelerin başlarını kapamaları, mlüslüman gibi giyinmeleri, davranmaları gerekmez. Hatta İslam kadınlardan ayırt edilmeleri için böylesi daha uygundur, diye açıklamalarına devam etmişti.)

Yorumlar