Diyarbakır, Mamak, Metris gibi 12 Eylül'ün ünlü cezaevlerinde yatan arkadaşlar yakından bilir. İdare ile çatışma ve direniş çok şiddetlenip, işler uzayınca arada bir TARAFSIZLAR KOĞUŞU açılır.
TARAFSIZLAR koğuşu zaten idarenin yanında yer alan İTİRAFÇILAR'dan biraz farklıdır. Onlar bir yandan inançlarını kaybettikleri ya da direnişe güçleri yetmediği için ayrılmak isterken, bir yandan da "itirafçı-işbirlikçi" olarak da gözükmek istemezler.
Bunu bilen cezaevi yönetimleri de bu kaçışı kolaylaştırmak için "Tarafsızlar" koğuşu açarak direnişi zayıflatmak en azından moralleri bozmak ister.
Bugün Twitter'de Ayşe Hür'ün derlediği son zamanlarda "nedamet" getiren sanatçıların küçük bir listesini okuyunca hemen aklıma bu tarafsızlar koğuşu geldi.
Hür'e göre Sabah gazetesinde [herhalde bugünkü havuz medyasının Amiral gemisi artık Sabah] Tuba Kalçık'a ropörtaj vererek içini döken birçok sanatçı var; (Ahmet Ümit, Derya Köroğlu, Bülent Ortaçgil, Erden Kıral,Hasan Saltık,Halil Ergün,Edip Akbayram,Selda Bağcan,Ali Poyrazoğlu,Haluk Levent, Teoman,Mazhar Alanson,Kenan Doğulu, Lale Mansur, Tuluyhan Uğurlu, Tunç Başaran, Erdal Beşikçioğlu ... )
"Ana tema "CeHaPe dönemi kötüydü, sol iflas etti, AKP'ye yüklenmeyelim,CB'ye saygı duyalım, hepimiz aynı gemideyiz."
Bunu bilen cezaevi yönetimleri de bu kaçışı kolaylaştırmak için "Tarafsızlar" koğuşu açarak direnişi zayıflatmak en azından moralleri bozmak ister.
Bugün Twitter'de Ayşe Hür'ün derlediği son zamanlarda "nedamet" getiren sanatçıların küçük bir listesini okuyunca hemen aklıma bu tarafsızlar koğuşu geldi.
Hür'e göre Sabah gazetesinde [herhalde bugünkü havuz medyasının Amiral gemisi artık Sabah] Tuba Kalçık'a ropörtaj vererek içini döken birçok sanatçı var; (Ahmet Ümit, Derya Köroğlu, Bülent Ortaçgil, Erden Kıral,Hasan Saltık,Halil Ergün,Edip Akbayram,Selda Bağcan,Ali Poyrazoğlu,Haluk Levent, Teoman,Mazhar Alanson,Kenan Doğulu, Lale Mansur, Tuluyhan Uğurlu, Tunç Başaran, Erdal Beşikçioğlu ... )
"Ana tema "CeHaPe dönemi kötüydü, sol iflas etti, AKP'ye yüklenmeyelim,CB'ye saygı duyalım, hepimiz aynı gemideyiz."
Tuba Hanım da demek ki Metris'teki psikologların görevini devralmış. Karın ağrısıyla, baş ağrısıyla doktora çıkan mahkum "bu psikolojiktir!" deyip psikoloğa gönderiliyor. Psikologa giden mahkum da başına bütün bu sorunların "aşırı stresten, örgüt baskısından, gerilimli yaşamdan geldiğine" ikna ediliyor. Tedavi olarak da kendisine daha az baş ağrıtan TARAFSIZ koğuşlara geçmesi tavsiyesinde bulunuyor.
Ne ki tarafsızlar koğuşları hiç uzun ömürlü olmamıştır; kısa zamanda kesin tercih yapmak zorunda bırakılmışlardır.
Fazıl Say'dan önce hatırlarsınız, "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminin yönetmeni Tunç Başaran, "bu aslında politik bir film değildi, sadece mekan amacıyla hapishaneyi kullanmıştık" diye, "pişmanlık" da değil düpedüz inkara yönelmişti.
Mazhar Alanson, "Baka baka doyamadım, yandım yandım, bana şarkılar söyleten kadın" şarkısı "Aslında Kâbe sevgisini anlatıyordu" dedi. Güler misin, ağlar mısın? Kendi şarkısını dinlemiyor adam herhalde...
Demek ki bunların içinde en hızlı uyananı Yavuz Bingöl olmuş...
Geçtiğimiz son 15 yıl içinde Siyasal İslamcı iktidarın en çok tökezlediği alanlardan bir kendi SANAT ve KÜLTÜREL hegemonyasını kuramaması oldu. Devletin tüm olanaklarının yanı sıra tüm mali kaynak kullanımına rağmen çölden farksız bir ıssızlıktaki bu ortamlarını yeşertemeyeceklerini anlayınca, bu kez karşı tarafın birikimlerini ÇÖPE çevirerek, en azından kendilerine benzetmeye çalışıyorlar.
Bir zamanlar gazeteciler, yazarlar üzerine yürütülen operasyon bu kez sanatçılara, kültür insanlarına yapılıyor. Bir yandan tehdit, azarlama, cezalandırma, işssiz bırakma SOPASI; öbür yandan ufak tefek iltifatlarla satın alma, HAVUCU...
Bu kez dışarıda büyükçe bir PİŞMANLAR KOĞUŞU oluşuyor galiba...
Yapılacak şey her çevrenin kendi değerlerini kaptırmamaya, sallananları tutmaya, gidenleri geri kazanmaya bakması...
Yorumlar
Yorum Gönder