Biliyorsunuz, "Facebook" (YÜZ KİTABI) adı, bu uygulamaya kurucusu Zuckenberg tarafından arkadaş listesinin resimli kataloğu esprisinden hareketle verilmiş. Ne ki hızla "Facelessbook" (Yüzsüzler Kitabı) olma yolunda ilerliyor.
Çoğu hesabın gerçek bir YÜZÜ yok; gerçek bir ADI yok...
Aynı şey Twitter için de geçerli. Orada da ağırlık "aforizma" yazma veya "laf çakmaya" dayanıyor. Sahte hesapların hesabı yok... Orada yüzsüz profillerde otomatikman YUMURTA resmi çıkıyor. Bu sahte hesapçılara TROL adı veriliyor.
Örneğin İsmail Beşikçi adına açılmış bir hesap bile var. Oysa Beşikçi'nin hiçbir sosyal medya hesabı yok. Ama bu sahte hesabın onbinlerce takipçisi var. Beşikçi'ye ait olan veya olmayan sözleri hemen o yazmış gibi paylaşıyor; izleyenler de "Ne güzel söylemişsiniz hocam!" diye cevaplar yazıyorlar. Kimin yönettiği, nereden yönettiği belli değil.
İsmail Hoca bu yüzden sorguya bile çekildi. Şikayette bulunmuşlar ama "kim olduğu bulunamıyormuş"
Aynı şey Twitter için de geçerli. Orada da ağırlık "aforizma" yazma veya "laf çakmaya" dayanıyor. Sahte hesapların hesabı yok... Orada yüzsüz profillerde otomatikman YUMURTA resmi çıkıyor. Bu sahte hesapçılara TROL adı veriliyor.
Örneğin İsmail Beşikçi adına açılmış bir hesap bile var. Oysa Beşikçi'nin hiçbir sosyal medya hesabı yok. Ama bu sahte hesabın onbinlerce takipçisi var. Beşikçi'ye ait olan veya olmayan sözleri hemen o yazmış gibi paylaşıyor; izleyenler de "Ne güzel söylemişsiniz hocam!" diye cevaplar yazıyorlar. Kimin yönettiği, nereden yönettiği belli değil.
İsmail Hoca bu yüzden sorguya bile çekildi. Şikayette bulunmuşlar ama "kim olduğu bulunamıyormuş"
Tam bir GÖLGE OYUNU...
Aşağıda paylaştığım yazıda, Pelin Buzluk şöyle yazmış:
"Bir aydır twitter kullanıyorum. Şöyle bir izlenim edindim: Adı sanı belli, profilinde kendi fotoğrafını kullanan kişilere, kim olduğu hiçbir şekilde belli olmayan kişilerce sürekli küfrediliyor. Konunun ne olduğu hiç önemli değil."
Aynı şey Facebook ve diğer sosyal mecralar için de geçerli. Gerçek yüzünü, kişiliğini, gerçek adını gizleyen birileri, kimliği ve kişiliğiyle ortada duran insanları TACİZ etmeyi, onları SİNDİRMEYİ hedefliyor. Hiçbir şey yapamazsa bile o insanları kendilerini savunmaya zorluyorlar.
Bunun bir PSİKOLOJİK SAVAŞ YÖNTEMİ olduğu açık.
Bir kısmı resmi görevli ise bir kısmı da onların koltuğuna sığınan, durumdan kendine vazife çıkaran kişiler olmalı.
Bu psikolojik harpçileri, psikolojik olarak çökertmenin en iyi yolu bence onların çektikleri alana girmemek; kendi kendileriyle baş başa bırakmaktır derim.
2000'li yılların başlarında yıllarca Forum editörlüğü yaptım oradan da biliyorum. Aynı kişi, aynı IP adresinden değişik isimlerle defalarca giriş yapabiliyor. Başka isimlerle kendi kendisini öven mi ararsınız; kendi kendisiyle kavga eden yazılar yazan mı ? Ne isterseniz var! Forum okurları onları farklı insanlar sanıyordu ama webmaster girişleri kontrol edebildiği için aynı şahıslar olduklarını görebiliyor, uyarıyor veya bloklayabiliyordu.
Facebook'da bu olanak şimdi herkesin kendi elinde...
Ben şahsen GERÇEK BİR KİŞİ olduğuna emin olmadığım hiç kimsenin arkadaşlığını kabul etmemeye özen gösteriyorum. Elbette takma isim kullanan bir hayli arkadaşım var ama onların GERÇEKLİĞİNİ biliyorum, tanıyorum ki birçoğu zaten bu isimlerle sosyal hayatlarını sürdürüyorlar. Türkiye'den yazan arkadaşların koşulları da belli, kendilerini korumaları çok doğal, hatta zorunluluk..
Benim kastettiğim YÜZSÜZLER'in gerçekte nasıl bir kişi olduklarını ne tanıyan var, ne bilen var. Kendileri karanlıklara gömülerek, aydınlıktaki insanlara saldırıyorlar. Bu da gerçek anlamda bir yüzsüzlük...
Böylelerini arkadaşlığa almadığım gibi herkese açık paylaşımlara yazdıklarına cevap verme gereği de duymuyorum.
Dostlarımın da bu yüzsüzlere yüz vermemelerini dilerim...
18 Ara 2018 06:42 güncellendi
Yorumlar
Yorum Gönder