ZİHİNSEL ASİMİLASYONDA "ANDIMIZ"IN YERİ

 Bir kez daha hatırlayalım:

Türk ulus-devleti, bütün imha ve katliamlara rağmen 19.yy'da bile toplumsal tabanda halen çok uluslu, çok etnikli, çok dilli, çok inançlı yapısını korumakta olan Osmanlı toplumunun "millileştirilmesi" üzerine kurulmuştur.

Bu nasıl oldu:

Birincisi; Üzerinde artık egemen olunamayacak kadar büyük bir arazi yerine Önasyayı temel alan bir "Misak-Milli" alanı seçildi. Bu coğrafi alandaki Hristiyan halklar ve kültürler ya korkutulup kaçırıldı, ya sürüldü ya da düpedüz boğazlandı. Ermeni, Elen, Asuri-Süryani, Rum-Pontus halklarının başına getirilen buydu.

İkincisi: Geriye kalan Kürt, Balkan ve Kafkas göçmeni Müslüman halkların ise asimilasyon yoluyla TÜRKLEŞTİRİLMESİ öngörüldü.

Feodal yapının çok güçlü, ulusal bilincin ise çok zayıf olduğu Kürtler için özel bir program [TTT -Tedip (Uslandırma), Tehcir (Göçettirme), Temsil (asimilasyon)] vardı. Kürtlerle ilgili hesaplar tümüyle tutmadı; başarısız oldu.

Ulusal bilincin gelişmediği Laz'larda hiçbir sorun yaşanmadı.

Zaten göç edip sığındıkları için Balkan ve Kafkas halklarının devletin programına bağlı kalacakları, hatta yardımcı olacakları hesaplanmıştı: öyle de oldu.

Ulus bilincinin yerine ümmet bilincinin daha güçlü olduğu Türk, Türkmen topluluklarında ise "Türk olmak ile Müslüman olmak aynı şeydir" propagandası (Türk-İslam sentezi) zaten Millet-i Hakime durumundaki bu topluluklarda bir sorun yaratmadı. Her zaman olduğu gibi toprakları ve vatanı kendilerine bahşeden devlet "ne derse o oldu"...

İşte tarihin en büyük sürgün soykırımlarının yaşandığı bu toplumsal taban üzerinde bir TÜRK-ULUS devleti kurmak ve yaşatmak adına asimilasyoncu eğitim sisteminden çok şey medet umuldu.

Sabah akşam 7 yaşındaki çocuktan 17 yaşındaki delikanlıya kadar bütün öğrencilere "TÜRKÜM" diye bağırtılarak, onların başka ulus, kültür, inanç AİDİYETLERİNDEN kopartılması; bir beyin YIKAMA işlemiydi. Bu "Ümmeti" yukarıdan aşağıya doğru biçimlendirerek "millet" haline getirmenin; diğer halklardaki ULUS BİLİNCİNİ ise kırmanın bir yoluydu.

Sonuçta "ANDIMIZ" Türk ulus-devletinin ırkçı-asimilasyoncu zoraki eğitim sisteminin bir simgesi haline geldi.

Yorumlar