Paylaştığım belge, SDG'nin (Suriye Demokratik Güçleri) yönetimindeki Cezire Kontonu'ndaki Asuri okuluna gönderilen resmi bir yazı. Okulun "heyetin belirlediği kanunlara muhalefet ettiği" için ruhsat verilmediği ve kapatıldığı bildiriliyor.
"Özel Suryani Okuluna
S.69
Elimizde bulunan iki dilekçeye istinaden Cezire bölgesi Ortak Yönetimine bağlı eğitim ve öğretim heyetinin rakam /290/ tarih 7/7/2018 dilekçe no/247/ tarih 9/7/2018 ekte kopi ve içerik:
1 Kurum ilgili kanun gereği ruhsat vermemektedir.
2 Heyetin belirlediği kanunlara muhalefet eden eğitim programları yürütülmektedir. Son zamanlarda icra olan ilk okul birinci sınıfatan 3. Sınıf orta okuluna kadar kanun sorumluluk usul gereği 24 saat zarfından kapatılması kararlaştırılmıştır.
Yürütme ve inceleme heyeti Mühür"
S.69
Elimizde bulunan iki dilekçeye istinaden Cezire bölgesi Ortak Yönetimine bağlı eğitim ve öğretim heyetinin rakam /290/ tarih 7/7/2018 dilekçe no/247/ tarih 9/7/2018 ekte kopi ve içerik:
1 Kurum ilgili kanun gereği ruhsat vermemektedir.
2 Heyetin belirlediği kanunlara muhalefet eden eğitim programları yürütülmektedir. Son zamanlarda icra olan ilk okul birinci sınıfatan 3. Sınıf orta okuluna kadar kanun sorumluluk usul gereği 24 saat zarfından kapatılması kararlaştırılmıştır.
Yürütme ve inceleme heyeti Mühür"
"Heyetin belirlediği kanun ve usuller" nelerdir, İlkokul 1'den 3'e kadar öğrenci müfredatı nasıl belirleniyor? Hangi kanunlara muhalefet ediliyor? Bu kanunlar nelerdir ve nasıl kanunlaşmış? Bilmiyorum.
Genel geçer, evrensel kurallara göre mi yoksa etnik, ideolojik, siyasi hegemonya oluşturmaya dayalı kurallar mı bilmiyorum.
Bunun yönetimin ideolojik, dini ve ulusal hegemonya kurmaya yönelik istemleri olması büyük ihtimal. Geçtiğimiz yıllarda da aynı bölgede benzer eleştiri ve protestolar söz konusu olmuştu.
Bütün halklara, etnik gruplara, dinlere, mezhep ve inançlara özgürlük ve eşitlik iddiasındaki bir yönetimin bir Asuri ilkokulunu kapatması, çocukların eğitim almasını engellemesi kabul edilemez.
Asuri/Süryani halkına kendi ana vatanında "azınlık" muamelesi yapmak, dil ve kültürlerini koruyup geliştirmenin temel yollarından biri olan okullarını kapatmak veya diğer "etnik merkeziyetçi" yönetimlerde olduğu gibi bürokratik bahane ve yönetmelikler icat ederek bu hakkın kullanılmasını engellemesi kabul edilemez.
Bunu protesto ediyorum.
Bu tür uygulamaların hemen teşhir edilmesi çok önemli. Söylem ve propaganda farklı, fakat yaşanan somut gerçeklik farklıdır. Önemli olan günlük yaşamda, fiiliyatta neler olduğudur.
Yorumlar
Yorum Gönder