Eski Mardin milletvekili, hukukçu ve Kürt siyasetçi Nurettin Yılmaz hayatını kaybetmiş. Saygıyla anıyorum.Siyasetteki duruş yerini tartışmanın şu anda bir anlamı yok tabii ama sağlam bir yurtsever olduğunu söylemeliyim.
O 1959'da Hukuk Fakültesi talebesi olarak 49'lar davasının en genç sanıklarından ve 1967 Doğu Mitinglerini örgütleyen isimlerinden biriydi.
Nurettin abi 70'li yıllarda CHP'nin en çalışkan "doğulu" vekiliydi. Çoğunluk bu minvalde politika yapmayı tercih etti. 1990'larda ANAP'tan seçildi.
Kendisini ilk kez 1976'da Ankara Komal'a ziyaretine geldiğinde görmüştüm. Orada bize daha başka hiçbir yerde ifade edildiğini duymadığım bir bilgi aktardığını hatırlıyorum. CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit'in meydanlarda "Halklara özgürlük" sloganı atan gençleri "Halklar yoktur, halk vardır, o da Türk halkıdır" diye azarlamasını eleştirdiğimizde şöyle demişti. "Bu mesele kapalı kapılar ardında tartışılıyor. Hatta Adalet Partisi kapalı grup toplantısında Kürt meselesini konuşmuşlar ve Demirel Kürtlere radyo verilmesini savunmuş."
70'lerde "Kürtlere radyo verilmesi" diye bir hak konuşulurdu. Tercümesi "Anadilde yayın hakkı..."
(1975 yenilgisinin ardından Türkiye'ye sığınma talebinde bulunan on binlerce peşmergenin kabulü edilip edilmemesi sorunları da vardı.)
Bugün Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir Kürt aday var. Rahmetli Nurettin Yılmaz da 70'lerin sonundaki bitmez tükenmez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belki de "iş olsun!" diye Cumhurbaşkanı adayı gösterilmiş ve 50 kadar oy almıştı yanılmıyorsam.
Onun bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı Türk devletinin "asker sahipleri" tarafından "hadsizlik" olarak görülüp öyle öfke uyandırmış olmalı ki, Nurettin Abi sırf bu nedenle Diyarbakır 5 No'lu cezaevinde ölümcül dayaklar yedi. "Cumhurbaşkanına bak!" diye alay edilerek boklu sularda süründürüldü...
(Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde tutulmasında da bu hazımsızlığın rolü mutlaka vardır.)
Nurettin Abi 12 Eylül'de gözaltına alınıp Ankara'dan uçakla Diyarbekir ceza evine nakledilirken, uçakta bir başka milletvekili arkadaşı olan Mustafa Kılıç'ı fark eder. Kimsenin kendisinin gözaltına alınıp Diyarbakır'a sevk edildiğinden haberi olmadığı için ve aynı zamanda Kılıç uyarmak için, yanındaki sivil polisleri de tedirgin etmemek üzere Kürtçe klam söyler:
"- Lawo Mistefaa... Ez gırtimeee, çume Diyarbekrêee..."
(Mustafa, ben tutukluyum, Dıyarbakır'a gidiyorum...)
Megerse Kılıç da tutukluymuş, o da cevap verir;
"-Lawoo Nıreddiiin... Ez jîi gırtimeee, em ji çune Diyabekrêee..."
(Nurettin, ben de tutukluyum, biz de Diyarbekir'e gidiyoruz...)
Nurettin Abi, Diyarbakır 5 no'lu cezaevinde uğradığı eziyetleri en açık biçimde ve detaylarıyla anlattı. Bu davanın peşini bırakmadı.
Şerafettin Kaya da anılarında anlatır:
Nurettin Yılmaz'ın onurunu kırmak için, Diyarbekir'deki diğer tutsak gençleri döverek yüzüne tükürmeye zorlarlar. Gençler de bu saygısızlığı yapacaklarına dayak yemeyi göze alır.
Fakat Nurettin abi kendi yüzünden gençlerin dayak yemesine yüreği dayanmaz:
"-Çocuklar"der "Ne olur, tükürün yüzüme, sizin tükürmenizden bana bir şey olmaz, boşuna dayak yemeyin!" diye yalvarır.
İşte böyle...
Siyasetin şurasında burasında olsak da insanlığın içinde kalmak önemli. Nurettin abiyi sevgiyle, saygıyla anıyorum.
Memli GüngörSevgili Recep arkadaş Nürettin abinin vefatını şimdi öğrendim,ruhu şad olsun,Ben Nürettin abiyi Diyarbakır 5 noluda tanıdım.Bir gün beni mahkemeye götürürlerken bindirildigim ringde Kemal abi (PİR),Selim Çürükkaya da vardı.ASkerler Nürettin abiye vuruyorlarken Urfalı Halil Kaz adında bir derin devler piyonu devrimci katili ringin içinde sandalyede oturuyordu.Kemal abi Nürettin abinin dayak yemesini engellemek için yüksek sesle "ulan halk düşmanı Halil Kaz kalk o sandalyeden,orada Nürettin abi oturacak"der demez Halil Kaz sandalyeden irkilerek kalkmaya yeltendi askerler Nürettin abiye vurmayı keserek hep birlikte Kemal abiye yöneldiler.Tabi ellerimiz hem arkadan kelepçe vurulmuş hemde kollarımızın altından zincir geçirilerek bizler ipe dizilir gibi birbirimize bağlanıyorduk.ben ve selim de "niye vuruyorsunuz Kemal abi doğruyu söyledi."daha cümlemizi tamamlamadan askerler Kemal abiyi bırakıp bize vurmaya başladılar.Kemal abi Nürettin abiye hitaben "hiç üzülme bugünün yarını da var,gün gelir bunlar kendi pisliklerinde boğulacaklardır"Nürettin abi"söylenecek çok şey var Kemal arkadaş,şimdi sırası degil"Ben ve selim hala dayak yemeye devam ediyorduk.Ne diyeyim,bu gibi insanlar çok ağır bedel ödediler.Bu arada Kemal abinin ruhu şad olsun.o yüce bir ÖNCÜYDÜ.önünde saygıyla eğiliyorum.
24 Haziran 2018 04:01
Faysal ÜnlüGözaltından getirilmişti her yeri işkence izleriyle doluydu. Bende hastanede yatıyordum o zaman tanışmıştım. Yemeklerini ben veriyordum. Arada sohbet ediyorduk. cumhurbaşkanı adayı bile olmuştum. Şu an ki halimize bak demişti. Aralık yada ocak ayıydı yıl 1981 hava çok soğuktu. Benden battaniye istedi. Inzibatları güç bela ikna edip battaniye verebilmiştim. Işıklar içinde uyu güzel insan.
24 Haziran 2018 11:30
Yorumlar
Yorum Gönder