İNCE PASİFİKASYON!

 Demokratik ve özgürlükçü kesimlerde bir moral bozukluğu ve bıkkınlık görüyorum. Bu yanlış...


Bu demoralizasyonun nedeni, seçim sonuçlarından çok, sonuçların son derece şaibeli olmasına rağmen muhalif parti (!) liderlerinin seçim gecesi tası tarağı toplayıp ortadan kaybolmaları ve geçen yılkı referandumda gösterilen tepkiyi bile göstermeyişleri oldu sanıyorum.

Arkadaşlara beklemedikleri, ön görmedikleri bir şey olmadığını belirtmek istiyorum.

- Bu iktidarın seçimlere mutlaka hile karıştıracağını, manipülasyon yapacağını söylemiyor muyduk; beklemiyor muyduk?

- Bu iktidarın seçimi kaybetse bile barışçıl biçimde terk etmeyeceğini iç savaşı bile göze alacağını söylemiyor muyduk?

Bu ikisi de oldu? İktidar kendi digital simülasyonuyla hazırladığı sonuçları, gerçek sonuçlarla harmanlayarak dayattı. Bütün iletişim ve veri ağları elinde olduğu için bunun kontrol imkanı yoktu. Farklı olarak sandık başlarında daha iyi organize olan ve aradaki manipülasyonu ortaya çıkaracak olan muhalefeti ise SEÇİM GECESİ şiddet ile sindirerek; büyük ihtimalle İÇ SAVAŞLA tehdit edip, sorumlu olarak da kendilerini göstererek biçeceklerini söyleyerek caydırdılar.

"Oylara, sandıklara şöyle sahip çıkacağız, böyle sahip çıkacağız, YSK önünde sabahlayacağız, bizi jiletle kazıyamazlar" vb. diye esip gürleyenler, tehdidi yiyip işin içine "devletin bakası, güvenliği" gibi kendilerinin de bekçisi olduğu referanslarla vazgeçip evlerine döndüler.

Zaten seçim gecesi tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi bütün önemli binaların önüne barikatlar kurulmuş, sokaklara eli silahlı çeteler salınmıştı. MİT, SADAT, Özel Herakat vb. hepsi devredeydi. Belki camilerde sela verecek emir bile hazır bekliyordu...

Yani 24 Haziran seçimlerine HİLE ve MANİPÜLASYONUN yanına ZORBALIK ve TEHDİT de eklendi... Artık formel olarak seçime gerek bile kalmadı diyebiliriz. Olsa bile önceden (belki pazarlıklarla) dizayn edilmiş sonuçlar açıklanacak o kadar.

#HDP'nin baraj altı bırakılması operasyonu başarısız olmuştur. Fakat yine de bunu kabul etmelerinin nedeni baraj altında kalması durumunda HDP tabanının tepkilerinin, CHP ve İyi parti gibi sindirilemeyeceği, kaos ortaya çıkacağı, seçime şaibe protestolarının kendilerini dışarıda da zora sokacağı düşüncesiyle bundan vazgeçtiklerini HDP'nin temsil edilmesini kendileri için daha iyi olacağını hesapladıklarını düşünüyorum.

Dikkat edilirse HDP oyları da başlangıçta % 7'lerdeyken % 11'e kadar çıktı. Bu HDP'nin baraj altı bırakılmasının denetlenemeyecek olaylar çıkaracağı, OYUNU BOZACAĞI hesabına dayandı sanırım.

İnce, Akşener ve Mollaoğlu ister tehdit ve zorbalıkla, ister bilinçli olarak bu AKP iktidarının yenilendiği senaryoya dahil olmuşlardır.

O halde bizler için moral bozucu olan nedir?
Seçim çalışmaları muhalif kitlelerin üzerilerindeki YILGINLIK ve KORKUYU atarak ilk kez alanlara ÖZGÜVENLE çıktıkları, kendilerini gösterdikleri bir mecra oldu. Bu çok önemli bir gelişmedir. Fakat 24 Haziran gecesi bu kabarış her zaman olduğu gibi kitlelerin kabarışından# öcü gibi korkan CHP tarafından PASİFİZE edildi.

HDP'nin barajı aşması ise hem kendisine gösterilen demokratik dayanışma hem de onun aktif MUHALEFET POTANSİYELİNDEN KORKULDUĞU için kabullenildi bence...

Kıssadan hisse şudur: SEÇİMLER elbette önemli bir araçtır, yoldur. Fakat bu diktatörlük meydanlardan, sokaklardan kovalamadıkça gitmez..

Boykot da yapsanız fark etmez. Sonuçta onları YÖNETEMEZ HALE getiren eylemleri yapabilecek gücünüz yoksa aynı kapıya çıkar.

Şimdi Muharrem #İnce'ye #CHP'nin başına getirme senaryoları var. İnce 24 Haziran günü performansıyla ne kadar KÖTÜ bir lider olduğunu göstermiştir. Fareli köyün kavalcısı gibi kendisine umut bağlayan kitleleri İKTİDARA TESLİM etmiştir.

Zaten CHP'nin misyonu demokratik toplumsal muhalefeti barajlamaktır. Muhalefet enerjisini TC devletinin bekası ve güvenliği için uygun kanallara yönlendirmektir.

CHP liderinin değil, CHP'nin değiştirilmesi, daha doğrusu by-pass edilerek gerçek bir demokratik alternatif yapı gereklidir. İnce ile CHP değişir yanıltmacasına düşmemek gerek...

Güçleri ve güçsüzlüklerimizi iyi hesaplamalı. Dijital ortamdaki çarpıtmalara rağmen halkın EN AZ YARISININ bu yönetimden MEMNUN OLMADIĞI, bu hoşnutsuzluğunu bir biçimde ifade ettiği ortadadır. HDP ile temsil edilen muhalefetin ZORBALIKLA DA SUSTURULAMAYACAK bir içeriğe ve öz güvene sahip olduğu ORTADADIR.

Kitlelerin yılgınlık ve korkuyu üzerlerinden atacak bir POTANSİYEL taşıdığı görülmüştür.

Demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yol ve yöntemleri bitmemiştir, içeriği güçlenmiştir. Enerjinin önündeki ideolojik ve örgütsel engelleri aşmaya ölüleri diriltmeye değil, canlıları yaşatmaya bakmalı.

Yorumlar