HDP Eş Başkanı Buldan, "Hiç bir Kürt Akşener'e oy vermez." deyince sosyal medyada tartışmalar yoğunlaştı.
Anladığım kadarıyla bir çok muhalif kesim 2. tura hangi "muhalif" aday kalırsa kalsın Kürt seçmenlerin Erdoğan'a karşı onu desteklemesi gerektiği gibi bir beklenti ve anlayış içinde. Erdoğan'dan daha kötüsü olamayacağına göre "ehven-i şer" olarak diğerinin desteklenmesi görüşü var. Akşener'e karşı görüş belirtilmesi bu beklentiye ters düşüyor, tepkiyle karşılanıyor.
Elbette bütün Kürt seçmenler için dahası her demokrat seçmenin ne yapacağı kestirmek ve onlar adına bir garanti vermek mümkün değil. Fakat kendisini "Kürt kimliği" içinde tanımlayan kitlenin siyasal yönelimlerini, sosyal tepkilerini, psikolojisini az-çok tanıyan biri olarak, HDP destekleme kararı alsa bile, bu seçmenin Meral Akşener'e destek vermesinin çok zor olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Neden...
Erdoğan artık biliniyor; neler yaptığı ve neler yapacağı belli. Ona karşı ittifaklar, kuvvetli ve zayıf yanlar belli. Dolayısıyla Erdoğan kalsa da Kürt toplumunun mücadele algoritmasında herhangi bir BELİRSİZLİK olmayacak.
Halbuki Akşener, daha çok TEHDİT VE DÜŞMANLIK içeren bir BELİRSİZLİK vaat ediyor.
Akşener'in sade 8 aylık pratiği olduğunu söyleyenler yanılıyor. Akşener, tabiri caizse "çekirdekten yetişmiş" militan bir TÜRK FAŞİSTİ'dir. 40 yıllık siyasi hayatının her evresinde Kürtlere düşmanca tavır almıştır. Eline iktidar fırsatı geçtiğinde neler yapabileceğini, siyasi cinayetlerin kan deryası yarattığı bir dönemle göstermiştir.
En veciz sözü "APO DENEN ERMENİ DÖLÜ!" lafıdır ki dört kelimede ırkçılık ve faşizmin kinini bu kadar iyi yansıtabilmesi başarı sayılabilir.
MHP içinde ve milletvekili olarak Barış ve çözüme şiddetle karşı çıkmıştır. Uygulanan zulümleri az ve yetersiz görmüş daha şiddetlisini talep etmiştir.
İYİ Parti ekibi de Bahçeligillerden çok farklı değillerdir. Ne parti olarak ne de CB adayı olarak Kürtlere karşı hiçbir çözüm vaadinde bulunmamışlardır. Olumlu bir tek söz daha etmemişlerdir.
Dolayısıyla bu sinsilikleri, daha önceki pratikleriyle yan yana getirildiğinde Erdoğan döneminden daha kötücül bir VAHŞET DÖNEMİ ihtimali vermektedir.
Üstelik Akşener seçildiği takdirde, "demokrasi kahramanı" gibi görülecek, yenilenmiş, güçlenmiş figür olarak karşımıza çıkacaktır. Şimdi Erdoğan yönetiminin zulmü karşısında şu veya bu biçimde destek veren kesimler onun yaptıklarını-yapacaklarını daha çok görmezden geleceklerdir. İttifak ve güçler dizilişi Kürt özgürlük hareketinin aleyhine olacaktır.
Üstüne "Değişiklik istemiyor muydunuz, işte sizin oylarınızla seçildi" denecektir.
Dolayısıyla Akşener, Erdoğan'a göre negatif anlamda daha bilinmez; daha öngörülemez bir ENDİŞE yaratmaktadır. Eğer 2. Tur olur ve Erdoğan ile Akşener arasında bir tercih söz konusu olursa ulusal duyarlılığı olan Kürt seçmeninin ağırlıklı olarak SANDIĞA GİTMEYECEĞİNİ, ikisine de oy kullanmayacağını düşünüyorum.
CHP adayı İnce ise şu ana kadar yaptığı bütün gaflarla birlikte, hiç olmazsa Erdoğan döneminin sona erdirilmesi bağlamında bir demokrasi kapısı açabileceği umudunu verebilirse bir şansı olabilir. Ki bu da garanti değil... Yani kimse Kürt oylarını "çantada keklik" olarak görmemeli.
Yorumlar
Yorum Gönder