ÖLÜSAYAR

Türkiye'nin "tabutsever" ve "ölüsayar" bir Başkan'ı var...

Kadınsız "kadın günü" kutlayan Erdoğan, insansız nutuklar atmayı seviyor. Geçen gün yakında "insansız tank üreteceğiz" demiş ki buna inanırım; insansız devlet yönetmeyi başardıklarına göre...

Aynı toplantıda Afrin'de "etkisiz hale getirilen terörist sayısı 2.960, inşallah akşama kadar 3 bin olur!" demiş!

Kendi kayıplarını açıklarken kesin rakam veremeyen "25-30 kadar" diyen bir devlet karşı tarafın kayıpları için nasıl bu kadar "net" konuşabilir?

Hiçbir basın mensubu, gazeteci bunu sormuyor, soramıyor?

Bunların attıkları bombalar oldukça akıllı olmalı ki düştükleri yerde sivil-asker, suçlu-suçsuz ayrımı yapabiliyorlar. Kadınlara ve çocuklara dokunmayan bomba, hemen yanındaki "teröristi etkisiz hale getirebiliyor...

Kamuoyu genel olarak bu "etkisiz hale" getirmeyi "öldürüldü" demenin bir şekli olarak algılar. "Gerçekten de bu kadar insanı öldürdünüz mü?" diye sorsanız, "biz öldü demedik, etkisiz hale getirdik" derler.

Peki, "Etkisiz hale getirip" ne yapıyor? Öldürüyor mu, yaralıyor mu, bayıltıyor mu, tutukluyor mu, ikna mı ediyor... Belli değil...

"Etkisiz hale getirdiğin" kişinin "terörist" olduğunu nereden anladın? Üniformasına, giysisine göre mi ayırt ettin, bulunduğu binaya göre mi; kimlik kontrolü mü yaptın, sorguya mı çektin? O da belli değil...

Sivil yerleşim yerlerindeki tahribatlar; ölen, yaralanan bebekler, kadınlar, sivil insanlar... Her gün geçtikçe artıyor. İnsan Hakları Gözlemevi'nin resmi raporlarına göre İşgalin başlamasından sonraki 45 gün içerisinde 37'si çocuk, 28'i kadın ve 167'si erkek olmak üzere toplam 227 sivil hayatını kaybetti.

BM'nin ilgili biriminin sözcüsü "Sivillerin Afrin'den çıkışına yerel otoritelerin izin vermediğini" söylemiş. Dilerim doğru değildir. Bu paylaşımı TC. Genelkurmayı'nın ve "havuz medyası"nın yapması bana şunu düşündürttü:

Afrin'i işgal planının en önemli ayağı sivilleri sağdan soldan bombalayarak göçe zorlamak; özellikle Afrin kentin boşalılmasını sağlamak. Böylece "Kentte kalanlar sivil değil, hepsi terörist" deyip rahatlıkla bombalayabilecekler. Cihatçı çetelerini buralara yerleştirebilecekler. Afrin'de bekledikleri gibi GÖÇ yaşanmayınca, planlar bozuluyor, canlar sıkılıyor.

BM'deki işbirlikçileri de sivillerin korunması adına "TC'nin bombardıman ve işgal harekatına derhal son vermesini" isteyeceklerine; zaten işgalcilerin amacı olan demografik yapıyı kendi istedikleri gibi düzenleyebilecekleri, etrafı sorunsuszcu tarumar edebilme rahatlığını sağlayabilme derdindeler.

Karın ağrılarının nedeni başka bir şey değil...

Önce mülteci hale getirip sonra da mülteci sorunu için "ah-vah" edip çadırlar kurmak, insani yardım gösterileri ardında ihaleler açmak da var işin ucunda. Sorunu kaynağında kurutmak gibi bir dertleri yok... Nasılsa kendileri mülteci olmuyor, savaştan zarar görmüyorlar...

Bakalım siz tabutseverler, ölüsayarlar; siz ne zaman ETKİSİZ HALE GELECEK'SİNİZ?

Yorumlar