BRAVO AFRİKA GAZETESİ! BRAVO ŞENER LEVENT !..

 

Kıbrıs'ın işgaliyle Afrin'in işgali arasında paralellik kuran Kıbrıslı gazeteci Şener Levent'in Afrika gazetesinde kullandığı manşet ve başyazısını nihayet buldum.

Afrika gazetesi Kıbrıs'ın Kuzeyinin Türkiye'nin sömürgesi olduğunu ve işgal altında bulunduğunu savunuyor. Ve bu kadro Kıbrıslı Rum değil, Kıbrıslı Türklerden oluşuyor. Bu çok önemli ve çok değerli...

Dolayısıyla Afrika gazetesinin bu tavrı beni çok sevindirdi.
Tayyip Erdoğan'ı da çileden çıkarttı ki onun talimatıyla Afrika gazetesinin Lefkoşa'daki bürosunun camını çerçevesini indirip, tahrip ettiler. Levent "Bize Madımak havasını yaşattılar" diye açıklama yaptı.

Ekte Afrika gazetesinin manşeti ile Şener Levent'in makalesini paylaşıyorum.
Dünyanın her köşesindeki demokrat, özgürlükçü insanlar; iyi ki varsınız; bize yalnız olmadığımızı, insanlığın ölmediğini hatırlatıp direnme gücü veriyorsunuz.

"BARIŞ HAREKATI"NDAN "ZEYTİN DALI" HAREKATINA

Ne yaman isimler bulur Türkiye savaş harekatlarına...
Kıbrıs'a "Barış Harekatı"...
Suriye'ye "Zeytin Dalı Harekatı"...
Barış Harekatı'nı gördük...
Jetlerden barış çiçekleri değil, bombalar yağdı...
Hatta kahraman pilotunuz Lefkoşa'daki akıl hastanesini bile bombaladı...
Maraş'ta bombalanan bir otelin iki katı arasında sıkışmış bir ceset gördüm...
Barış Harekatı'nın simgesi miydi bu?
Kurşuna dizilen esirler...
Tecavüze uğrayan kadınlar...
Ve kurbanlarının kulaklarını kesen bir asker...
Barışı simgeliyordu değil mi?
***
Şimdi de "Zeytin Dalı Harekatı" işte
Ama göklerden Afrin'in üstüne zeytin taneleri değil, ölüm çekirdekleri yağıyor...
Kimbilir kim ölür, kim kalır...
İstatistiklerde bir rakam olur sadece ölüler...
Nasıl bir cehennem bu?
Kopuk kol ve bacak müzesine döndü Ortadoğu...
Bak çocuk...
Bir jet daha göründü karşıdan...
Gagasında zeytin dalı bir güvercin sanma bunu...
Zeytini unut...
Zaten onu bile zor bulursun artık sofranda...
Zeytin cennetinde zeytin mi kaldı?
Hiroşima ve Nakazaki'yi bombalayan pilotlar gibi bu pilotlar da bilmiyor ne yaptığını...
Bombala dediler...
Bombalayacak!
Ölen ölecek, kalan kalacak...
Bu diyarda hiçbir zaman "yurtta sulh, cihanda sulh" olmayacak...
Öldürmeye geliyorlar seni...
Kaç çocuk kaç...
Yıkıntıların ve kanlı ölülerin üstünden atlayarak kaç...
Arama anneni kardeşini...
Bu toz duman dağılınca çıkarlar belki bir gün karşına...
Sarılırsın boyunlarına...
***
Öldürmek meşru bu cehennemde...
İtirazı yok kimsenin...
Pazarlık yaman...
Vizesi tamam...
Sen ölürsün çocuk...
Herkes alacağını alır...
Zaten senin bu dünyaya doğman bile bir kabahat...
Kürtsün sen...
Seni öldürenler ölürse şehit olur, sen ise terörist olursun ancak...
Arkandan ağlayacak kaç Türk var...
Ya İsrail askerlerinin vurduğu o Filistinli çocuk...
Yer bulamaz kendine New York Times'ın baş sayfasında...
***
Ey Türkiye...
Atrin'e uzattığın zeytin dalında kaç zeytin var? Bu dal benzer mi bizim bayrağımızdaki dala?
O dalı sen kırdın...
Gölgesinde yatıp dinlenebilirdik...
Karpuz hellim yiyebilirdik Temmuz'da...
Türkü söyleyebilirdik...
Ve hatta bu dalın yapraklarını kurutup yakabilir ve göz tutmasın diye birbirimizi tütütebilirdik...
Kınlan dalla beraber kalplerimiz de kırıldı...
Bizim elbette bir barış harekatına ihtiyacımız vardı...
Jetlerle değil ama...
Yasemin dallarıyla...
Mermilerle değil güllerle, karanfillerle...
Kanla değile
Zivaniyayla...
İstesen yapabilirdin bunu sen...
Bayrağımızdaki o zeytin dalını kırmadan...
Yaralı kalplerimizi birbirinden kopararak değil, birleştirerek...
Kıbrıs'ı "TürkKıbns" değil, Kıbnslılann Kıbrıs'ı yaparak...
Ama böyle harekatlarda iyiliğe ve güzelliğe yer yok değil mi?
***
Yeniden doğuşa, yani reenkamasyona inanan bir dostum bana ne dedi bilir misin?
-Öldükten sonra mutlaka yeniden doğacağıma inanıyorum, ama nasıl birisi olarak dünyaya geleceğimden emin değilim... Ya Kürt doğarsam?
Bir hayvan olarak yeniden dünyaya gelmekten daha çok korkuyor bir Kürt olarak doğmaktan...
Bu ne iş?
Türkiye'de Kürt olmak, bir zamanlar Hitler Almanya'sında Yahudi olmak gibi bir şey anlaşılan...
***
Banş Harekatı...
Zeytin Dalı Harekatı...
Nereye kadar?
Katliamlara hep seyirci kalmış dünya yine seyirci...
Tüm ajanslarda baş haber...
Türkiye bombalıyor!
Milli ruh yeniden dirildi...
Ne iktidardakilerin aklı başında, ne muhalefettekilerin...
Hepsinin havası da mehter havası...
Başka bir memleketi ve halkı bombalamak için verilen bu vize bir zamanlar Kıbrıs için de verilmişti...
Bir gün yine aynı şeyin başımıza gelmeyeceğinden emin misiniz?"

[Şener Levent, 21 Ocak 2018, Lefkoşa]

Yorumlar