AFRİN: "GİRERLERSE ÇIKMAZLAR!.."

Bugün gazeteci Fehim Taştekin, TC.Başkanı Erdoğan'ın "Bir gece ansızın girebiliriz" sözlerini eleştirerek "Bir gece ansızın girebilirsiniz ama bin gecede çıkamazsınız!" diye yazmış.

Epey paylaşan oldu...

İyi de TC'nin "Girdikten" sonra "çıkmak isteyeceğini" nereden biliyoruz? Tam tersine tarih Türk işgalciliğinin, çöreklenme-yurt edinme ve girdiği yerden çıkmama üzerine yürüdüğünü gösteriyor.

Meğer ki birileri "zor" kullanarak kovalamazsa!...

En yakın örneği Kıbrıs... Kıbrıs'ın bütün halini görmeyen nesiller yetişti. TC Ordusu halen orada. "Kıbrıs'ta çözüm arayışları" denen şey ise "Türk ordusunun adada bulunuşuna nasıl kılıf buluruz?"la ilgilidir.

Ben TC'nin Suriye'de de girdiği yerlerden askeri güçle kovalanmadıkça asla çıkmayacağını, hele hele masabaşında "ayağına iyice yer edeceği" kanısındayım.

Onun için "girerler ama çıkamazlar" bir tesellidir, "çıkmak isteyen kim?"

Efrin konusu da öyledir. Teselli aramak yerine yapabiliyorsak girmesini önlemeye çalışmalı derim.

TC girmeyi başarırsa, Suriye'de siyasi bir istikrar sağlanıncaya kadar -ki bu da on yılları alabilir!- askeri varlığını sürdürmeye bakacaktır. Sonrasında da Efrin'de askeri karakollar bulundurmak, oradaki sosyal ve siyasi düzene müdahale etmek gibi "haklar" elde etmeye bakacaktır.

Bu konuda benim düşüncem:

- TC bir biçimde Efrin'e girmeye hazırdır ama karşılaşacağı direnişin boyutunu kestirememektedir. Bu nedenle gerginliği koruyup uygun zamanı kollamaktadır.

- Böylesi bir harekatta Suriye dahil hiçbir uluslararası kabul ve meşruiyet desteğine sahip olmayacaktır. NATO karışmayacaktır. Rusya'nın alanı terk edip etmeyeceği belli değildir. ABD, PYD'nin ezilmesine izin vermeyip aktif yardım yapabilir. Rusya da ABD geleceğine "ben kalayım" diye düşünebilir.

- Suriye savaşının başından beri barışçıl biçimde yaşamış bir kentin savaş alanına çevrilmesi dünya sivil kamuoyundan çok tepki toplayabilir ve Türkiye'ye karşı yeni bir KOBANİ KOALİSYONU oluşabilir.

- Efrin'deki savaşın KÜRTLER açısından Efrin'le sınırlı kalmayacağı, bütün Türkiye ve ilişiklerine yayılacağı TOPYEKUN BİR TÜRK-KÜRT savaşına evrimesi uzak bir ihtimal değildir.

(Rojava meselesinin Kuzey'de ve diasporadaki bütün Kürtleri son derece motive ettiğini, ÇÖZÜM SÜRECİ'nin de "Rojava" ile ilgili olarak sekteye juğradığını, kitlelerin bu konuda hassasiyetini hatırlatmakta fayda var.)

- Birkaç yıldır birikmiş olan öfke ve ufukta herhangi olumlu bir çözüm görülemeyişi, Efrin gibi hiçbir şekilde çatışma ve tehdit olmayan bir bölgeye bomba-ateş yağdırılması karşısında patlamaya dönüşebilir.

- Askeri açıdan da Efrin'in hiçbir zaman Cereblus ve El-Bab gibi şikeli, "kolay lokma" olmayacağı da açıktır.

Sonuç olarak TC'nin olası Efrin'i işgal girişimi birçok şeyi geri dönülemeyecek biçimde değiştirecek bir sürecin başlangıç hamlesi olabilir derim.

Yorumlar