Sayın Özcan Soysal, 11. Nisan 2004 tarihinde Tarih Ve Demokrasi Forumu’nda yazdığınız bir yazıda benimle ilgili olarak şu soruları sormaktasınız: “Arastirmaci Yazar Recep Marasli Soykirim üzerine iyi bir yazi yazmisti gecenlerde.Simdi de Isvicre´de bir Panel düzenlemis.Hayirli bir is.Bugüne degin neden bu konuda yaprak kipirdamadigini, 1997`den beri Internette ve disinda bu kadar ugrasirken bu vatandas bu konuyla ilgili ne düsünüyor ve neler yapiyordu? Neden? Bunlarin da analizlerinde degerlendirimesi gerekmez mi?” Benim 1915 soykırımı konusunda sosyalist ve Kürt ulusal hareketinde bir duyarlılık oluşturulmasına çabalamam –ve tabi asıl olarak kendimin bu konuyu araştırıp öğrenmeye çalışmam- yeni ve son bir iki yazıyla sınırlı değil, epey gerilere dayanmaktadır. Bu konuyu ilk kendi gündemime ve içinde bulunduğum siyasi yapıya taşıma tarihim 1983 tarihidir. Az çok netleşmiş biçimde siyasi gündeme getirmem ise 1985 tarihidir. Yani yaklaşık 20 yıl önce.. O tarihlerde Diyarbakır Sıkıyönetim Askeri mahkemesinde Rizgari Davasından yargılanıyordum. Mahmemeye ve Askeri yargıtaya yaptığım Siyasi Savunma’da 1915 Ermeni soykırımı meselesine özel bir önem ve yer verilmiştir. Bu savunma belge olarak yayınlanmıştır, ilgili bölümü inceleyebilirsiniz. (Bkz: “Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı, Ermeni ve Azınlıklar Sorunu”, Recep Maraşlı, “Diyarbekir Rizgari Davasında Siyasi Savunma”, Komal Yayınları, Mart 1987, Duisburg, 2. Baskı: İstanbul 1992, s-194-200) Bu konu Makale olarak Kürdistan Press dergisinde de yayınlanmıştır. (Bkz: “75 yıl Sonra 24 Nisan 1915 Büyük Ermeni Jenosidine Bir Yaklaşım: Tarihsel Haksızlık”, Recep Maraşlı, Kurdistan Press, 27 Nisan 1989, Sayı 71, s.2) 1990 Cezaevi sonrasında ise İstanbul’da yayınladığımız Stêrka Rizgari dergisinin 2. sayısında da bu konuda bir makale yayınlanmıştır. (Bkz: “80 Yıllık Trajedi: Ermeni Jenosidi”, Recep Maraşlı, Stêrka Rizgari, Mayıs 1994, Sayı 2, s.40-47) Bu makale Gelawej sitesinde de bulunabilir: (http://www.gelawej.com/modules.php?name=Sections&op=viewarticle&artid=1) 1996 yılında yayınlanan “Yasaklı Yazılar” kitabında da bu konuda makaleler yer almaktadır: (Bkz: “Yasaklı Yazılar”, Recep Maraşlı, Komal Yayınları, 1. Baskı. İstanbul, Ağustos 1996, s.27-51) “Yaprak kıpırdamadığını” söylediğiniz 1997 yılında ise Ankara Ulucanlar Kapalı cezaevindeydım. Aralarında yukarıdaki makale de dahil olmak üzere 30’dan fazla basın davasından dolayı tutuklu bulunuyordum. Almanya’ya 1999 yılının sonlarında geldim. İnternet yayıncılığıyla tanıştığım son 2 yıldan bu yana ise konuyla ilgili sadece 1 değil, birçok makale yayınlandı. Bunlar da Gelawej arşivinde bulunabilir. - Ararat Dünyanın Her Yerinden Görünür - 1915 Soykırım Kurbanlarını Anarken.. - TRT’de “SARI GELİN”.. - “Azınlık” Terminolojisinin Eleştirisi - Türkiye’de Militarist Bürokratik Oligarşinin Sonu mu ? - Sinagog Katliamları vesilesiyle Türkiye’de anti-semitizm - SARIKAMIŞ BOZGUNU - SARIKAMIŞ BOZGUNU (2) - 8 Mart Vesilesiyle, Sabiha Gökçen Olayı ve Soykırım Kurbanı Kadın ve - Çocukların Trajedisi Konuyla ilgili resim, afiş, fotoğraf vb. görsel çalışmalarım bu listeye dahil değil. Örgütlü siyasi çalışma içinde olduğum her düzeyde 1915 jenosidi ve birlikte yaşadığımız halklar, tarihsel haksızlıklar konusunda özel bir duyarlyılık yaratılması için çalıştım. Doğaldırki kollektif çalışmaların dışarıya bireysel yansıması beklenemez. Umarım bu bilgiler sizin için “yaprak kıpırdamıyor” dediğiniz ve beni adeta son birkaç ayda “uyanmış!” biri gibi ima etmenizin ne büyük bir haksızlık olduğunu göstermeye yeter. Ve 1997’den çok zamanlar önce, fırtına olmasa bile rüzgarlar estiğini gösterir. “Ben bunları Askeri Mahkemelerde söylerken, savunurken, siz o zaman nerelerdeydiniz, ne yapıyor ne düşünüyordunuz” diye kimseden hasap sormayı aklımdan geçirmedim. Şimdi kendi ölçülerinizi kendinize uygulayıp uygulamamak size kalmış. Bu bilgileri de size hesap olsun diye değil, yalnızca kendi pratiğinize bakarak insanları yargılamanın yanlışlığını vurgulamak amacıyla yazıyorum. Selamlar. Recep Maraşlı |
Yorumlar
Yorum Gönder