YEREL SEÇİMLERDE ULUSAL-DEMOKRATİK İTTİFAK


Recep Maraşlı


Türkiye’de mart ayında yine yerel seçimler var. Yerel yönetimlerde Kürt halkının gerektiği biçimde kendisini temsil edebilmesinin ne kadar önemli olduğu üzerinde durmayacağım.

Bu sitenin okuyucularının bu konuda çok daha duyarlı olduklarını tahmin ediyorum.

DEHAP’ın kendinden önceki deneyimlerin (HEP, DEP, HADEP’in) politik mirasını siyasi olarak bugün çok daha olumsuz bir çizgiye çektiği kanısındayım. DEHAP sahip olduğu kitlesel dinamizmi, somut siyasal talepler etrafında bir güç haline getireceğine, anlamsız gündem dışı aktivitelere yönlendirerek  atıl hale getirmektedir.

Açık, legal kitlesel çalışmaların meşruiyet temeli bugün çok daha güçlüdür.  Kürdistan sorununun dünya gündemine taşındığı, Türkiye’nin de her boyutuyla değişime zorlandığı bir dönemde, DEHAP kitle dinamizmini bir iç değişken öğesi olarak devreye sokmuyor, zorlayıcı olamıyor. Kısaca dün olduğu gibi bugünde legal alandaki en büyük parti,  dinamizmin önünü açan değil onu oyalayan bir misyon sürdürmeye devam ediyor.

Kendinden öncekiler gibi bugün de DEHAP’ı sınırlayan  tek şey “yasallık” değil. Bunun günümüzde  PKK’nin strateji değişikliği ile sistem içi bir entegrasyon sürecine girmesiyle, Kürt ulusal demokratik hareketinin politik asimilasyonu, ulusal demokratik hareketin temel çizgilerinden vazgeçilmesiyle çok yakın bir bağı var.

Daha önce ise politik ve askeri hareket, legal kitle hareketinin kendisinin önüne geçmesini istemiyor, Parti aygıtı denetimin elinden kaçmasını istemiyordu. Legal partilerdeki yönetim kadroları ise, hazır kitle tabanı üzerinden legal siyasi mevziler üzerine hesap yaparak bu yanlışın karşı parantezi olarak kitle dinamizmini bloke ediyorlardı.

DEHAP’a hakim olan bu anlayışın tamamen yıkılması gerekiyor.  Kürt ulusal hareketinin kitle dinamizminin kendini ifade ettiği en yoğun alan olarak burada öncelikle bir doğrudan demokrasi hareketi şart.  Özü itibariyle hem ulusal demokratik, hem de sosyal demokrat bir karaktere sahip olan kitle tabanının parti politikalarına egemen olabilmesinin başka yolu yok.

Böylece geçmişin olumlu mirası ile toplumsal dinamizmin ihtiyaçları arasında besleyici bir ilişki kurulduğu gibi, kitle hareketini bağlayan teslimiyetçi bürokratik bağlardan da kurtulma şansı olur.

Doğrusu DEHAP’ta düzen içi entegrasyon politikalarına ve teslimiyetçi bürokrasiye karşı bir kitle tepkisi olduğuna dair güçlü işaretler henüz yoktur. Büyük ihtimalle bunlar yine siyasi kadrolar tarafından barajlanıyor, bastırılıyor olmalı. Böyle olunca her defasında DEHAP’ın bu açmazlarını göre göre, sırf başka alternatif bulunmadığından hareketle  seçim dönemlerinde destek çağrısı yapmak doğrusu içime sinmiyor. Çünkü görüyorum ki parti politikaları en berbat biçimde bile tecelli ettiğinde sırf  Kürt oylarının sabit adresi olduğu destek devam ettikçe, bu durum parti bürokrasinin onaylanması olarak yorumlanıyor ve eski tas eski hamam devam ediyor. Beri yanda DEHAP’tan kitlesel desteğin çekilmesi ise çok daha kötü bir biçimde sömürgeciler lehine yorumlanacağı için bir açmaz yaşanıyor. Bu açmazı DEHAP’a destek veren pek çok insanın yaşadığına eminim.

Çünkü Kürt siyasal dinamizminin legal adresi olabilecek başka bir adres henüz ve maalesef yok. HAK-PAR’ın varlığı bu bakımdan önemli bir denge unsurudur.Fakat bu partinin henüz kitleselleşemedi ve kendinden önceki deneyimlerin kötü mirasını üzerinden attığına dair de önemli bir işaret görünmüyor.

Siyasi kadroların bu ataletine karşı Kürdistan’daki kitle dinamizminin, ulusal demokratik potansiyelin çok daha ileri noktalara taşınabilecek bir potansiyel taşıdığına inanıyorum.

Yerel seçimlerin bir özelliği de Genel Seçimler gibi “merkezi yönetimin meşrulaştırılması”, “baraj engeli” gibi gerilimlerden uzak olmasıdır. Bu nedenle Kürdistanlı seçmenlerin önünde çok daha rahat kombinasyonlar kurabileceği, değişik seçenekleri deneyebileceği bir rahatlık var demektir.

Sözgelimi Belediye başkanlığı için en güçlü yurtsever adayı destekleyerek kendi partinizden vazgeçebilir, ama partinin temsili oylarını korumak için de İl Genel Meclisi veya Belediye Meclisi seçimi için yine Partinizi destekleyebilirsiniz.

Benim Kürdistanlı seçmenlere önerim, öncelikle DEHAP’ta bir zihniyet ve politik yenilenmeyi zorlamalarıdır. Emir komuta, dayatma ve benzerlerini  reddederek sorgulayan, talep eden, itiraz eden ve ağırlığını dayatan bir taban hareketi gerekiyor. Yeril yönetim adaylarının belirlenmesinde bunun ilk sınavı verilebilir. Hem yetenekli, hem de halka güven verecek yurtsever demokrat nitelikli insanların adaylığını sağlamak iyi bir çıkış olabilir.

İkincisi, gerek DEHAP, ÖTP ve HAK-PAR’la gerekse yurtsever demokrat adaylarla her beldede öncelikle bir ulusal demokratik ittifak  kurulabilir. Geçen dönemin Sol blok partileri veya ulusal demokratik hareketle ittifak arayan partilerden istenecek şey ise Kürdistan’da bu ulusal demokratik ittifakı desteklemeleridir. Buna karşın Batı bölgelerinde metropollerde sol blok partilerinin adayları da ulusal demokratik ittifak tarafından desteklenebilir. Bu destekteki koşul ise adayların, partilerin niteliklerine göre olmalı: Türk şovenizminin, Kemalizmi temsil eden parti ve adaylara destek verilmesi düşünülemez.

Bu bağlamda genel seçimlerde Sol Blok içindeki “Sol Kemalistlerin” yaptıkları tahribat ortadayken, buna bir ek kambur olarak SHP’nin dahil edilmesi bahim bir yanlış olur. Bu seçimlerdeki ittifak tabanı Kürdistani olmalı, ulusal demokratik niteliklerden yükselmeli. Sol veya demokratik güçlerle ittifak da buradan giderek inşa edilebilir.

Sonuç olarak ben Kürdistan’da oy kullanacak bir seçmen olsaydım, ister DEHAP’lı ister HAK-PAR’lı öncelikle Belediye Başkanlığı için aday gösterilen kişinin siyasi ve kişisel niteliklerine bakardım. Böyle olunca yerine göre yurtsever demokrat nitelikli bağımsız adaylara da, DEHAP ya da HAK-PAR adaylarına da oy verirdim.

  


Gelawej.com

Yorumlar