AĞRI - ZİLAN KATLİAMLARI TÜRK BASININDA HANGİ ÇİZGİLERLE GÖRÜLDÜ?

1926-1930 yılları arasında Azadi  cemiyetinin takipçisi olarak kurulan Hoybun Cemiyeti'nin ilan ettiği "Ararat Kürt Cumhuriyeti", somut siyasi talepleri, askeri-siyasi örgütlülüğü ve önderliği ile katışıksız bir Kürt ulusal bağımsızlık hareketiydi.

Bğımsızlık hareketinin askeri komutanlığını da Azadi cemiyetinin önderlerinden General İhsan Nuri Paşa yürütüyordu. Celali aşireti reisi Heski Broyê Têlî de hareketin önde gelen liderlerindendi. Bölgedeki Kürt aşiretleri de büyük oranda bu hareketi desteklemekteydi.

Kimi tarihçiler bu hareketi 3 kısma ayırarak dönemler halinde tanımlama eğilimdeyse de, 4 yıl süren bütünsel bir süreç olarak değerlendirmek daha doğrudur.

Resmi Türk tarihçilerinin iddia ettikleri gibi ne İngiltere'den ne İran'dan, ne de başka herhangi bir devletten ne maddi ne de siyasi bir destek görmüyordu.

Müttefik olarak sadece uluslararası düzeyde Ermeni diasporasinin siyasi temsilcisi olarak Taşnak partisi belirtilebilir. Taşnaklar, Avrupa ve Amerika’da kamuoyunun Kürt sorunu çerçevesinde seferber edilmesine çaba harcadılar. Batı basınına Ararat hareketiyle ilgili bilgiler, haber ve raporlar gönderiyor yardım topluyorlardı. 

Ararat direnişi, kendisine siyasi meşruiyet olarak 1920 Sevr antlaşmasının Kürtlere ve Ermenilere kendi kaderini tayin hakkını öngören maddesini esas almaktaydı. Buna rağmen Sevr'in imzacısı hiçbir devlet, bu harekete sahip çıkmamıştı.

Türkiye'deki Kemalist iktidar, 4 yıl süren Ağrı bağımsızlık hareketini 1930 yılında İran ve Rusya’nın yardımlarıyla bastırabildi. Türk ordusunun manevra yapıp isyancıları kuşatabilmesi için sınırlar açıldı, hatta İran'la toprak değiş-tokuşu yapıldı.  Ordu, geniş bir “tenkil” (kırım) hareketiyle Ağrı ve Zilan’da kitle katliamlarına yöneldi. Bu katliamlar ve sonrasındaki sürgün seferberliği soykırım boyutundaydı.

Bu direnişin Türk basınındaki yansımalarından en çok hatırda kalan imge, isyanın bastırılmasından sonra 19 Eylül 1930 yılında Milliyet gazetesinin birinci sayfasında yayınlanan, Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı'yı mezar taşı gibi tasvir ederek üzerine "Muhayyel Kürdistan burada meftundur" (Hayali kürdistan burada gömülüdür) yazan karikatürdü.



Bu imge Kürt siyasi hafızasından en çok yer eden görsellerden biri olmuştur.

Diğerleri de bağımsızlık hareketinin arkasında İngiliz ve İran devletlerinin parmağı olduğunu iddia eden çisimlerdi. Cumhuriyet'te çizen Ratip Tahir Burak, Türk askerinin süngüsünü, kalbine geçirdiği Kürt direnişçisinin göğsünde "Kürdili Acemaşiran" bir şarkı bestesiyle betimlemiştir.

8 Temmuz 1930 / Cumhuriyet

Başka bir çizimde ise en alta güçlü kollarıyla bir İngiliz, en üstte Kürtler olmak üzere Arap, Yahudi, Ermeni, İranlı halkları elinde oynatan bir sirk cambazı olarak göstermektedir.

12 Temmuz 1930 / Cumhuriyet

Türk askerinin gücünü ve isyancıların yenilgisini belirtmeye çalışan bu görsellerde ağırlıkla kullanılan bir kavramlardan biri "ihata" (kuşatma)dır. Kuşatma ve havadan saldırı olmadan isyancıların askeri olarak yenilmesi mümkün görülmüyordu. Bu da İran'ın aktif işbirliği ile başarılmıştı.

Diğer kavramlar ise "tenkil" (cezalandırma) ve "teslim" (boyun eğdirme)'dir. Sömürgeciliğin 3 T'si olarak bilinen "Tedip-Tenkil-Teslim" üçlemesinin katliam, sürgün ve asimilasyon (sonuç olarak soykırım) olduğunu belirtmek yerinde olur.

Dönemin en popüler gazeteleri olan ve resmi devlet politikasını yansıtan Cumhuriyet, Milliyet, Vakit gibi gazetelerde o günlerde yayınlanan bazı karikatürleri aşağıda inceyebilirsiniz.



13 Temmuz 1930 / Milliyet

14 Temmuz 1930 / Cumhuriyet



13 Temmuz 1930 / Cumhuriyet

12 Temmuz 1930 / Milliyet



11 Temmuz 1930 / Cumhuriyet

9 Temmuz 1930 / Cumhuriyet





2 Temmuz 1930 / Cumhuriyet


Ve günümüzde Kürt ulusal demokratik direnişinin "gömüldüğü yerden dirilişini" simgeleyen görsel cevaplar gelir.

Özgür Gündem gazetesinin 3 Haziran 2014 tarihli sayısında karikatürist Halil İncesu'nun çizimi;

Yorumlar