TÜFEK İCAT OLDU, "MERTLİK" BOZULDU... DRONE İCAT OLDU, NE OLDU?

Eski bir sözdür ve Köroğlu destanlarında geçer: "Tüfek (veya delikli demir!) icat oldu, mertlik bozuldu!" denir.

Kılıç kullanan, pazusuna ve hünerine güvenen iki cengaverin savaşı yerine; hiç de cesur olmayan, çelimsiz birinin de uzaktan ateş ederek iri yarı bir cengaveri yere serebilmesi demekti bu. Kahramanlık çağının sonu! Böylece "KILIÇ"ın güç, adalet ve asalet atfedilen sembolik değeri sürerken, pratik değeri sıfırlandı...

KILIÇ'ın GÜÇ sembolü olması anlaşılır da ADALET ve MERTLİK sembolu sayılması bana göre çok yanlış. Kılıçla biçilen masumlar, kılıçla boyun eğdirilen kitleler, kılıçla baskılanan ulusları düşündüğümüzde bunun mertlik ve adalatle ilgili olmadığını kolayca görürüz.

Öyleki Süryani dilinde "KILIÇ (SEYFO)" katliam anlamına gelir. Osmanlı, Türk-İslam istilacıları Hristiyan halkları kırdıktan sonra geri kalanlara "KILIÇ ARTIĞI!" demişlerdir...

Tüfek, mertlikle ilgili olmasa da savaş konseptini kökünden değişteren bir araçtı.

Sonuçta "tüfek" giderek tankı, topu, cephanesi olan merkezi iktidarlara karşı, insanların daha kolay ulaşabilecekleri, daha kolay kullanabilecekleri aynı zamanda bireysel bir "DİRENİŞ" silahı haline geldi. Mavzer, Filinta, Martin...

2. Paylaşım savaşından sonra ideolojik bir içerik de kazanan KALAŞNİKOF marka tüfek, ulusal kurtuluş mücadelesi veren veya silahlı mücadele ile devrim amacı güden örgütlerin en gözde SEMBOLÜ haline gelmişti.

Tabii ki bu, SSCB'yi sosyalist sistemin merkezi ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin hamisi olarak görmenin de ilanı anlamına geliyordu.

SSCB'nin hiç de "sosyalizmin uluslararası çıkarları" değil de basitçe uluslararası statüko içinde kendi devlet çıkarlarına odaklı olduğu görüldükçe, gerilla hareketleri için de kalaşnikof SEMBOL değerini yitirmeye başladı ama PRATİK kullanım değerini yitirmedi.

21.yy'lın başlarında ise uzaktan kumanda videolar, havadan çekimler yapmaya yarayan eğlenceli OYUNCAKLAR olarak günlük hayatımıza giren, DRONE'ler, 2010'lu yıllardan itibaren önce hafife alınan sonra da günümüz savaşlarının kaderini etkileyen SAVAŞ araçları olarak da kullanılmaya başlandı.

Onlara şimdi "İHA = İnsansız Hava Aracı" ve "SİHA - Silahlı İnsansız Hava Aracı" deniyor.

Hava üstünlüğü ve özellikle helikopter kullanımı gerilla savaşına karşı en etkili silahlar olmasına rağmen yine de dengeleri değiştiremiyordu. Oysa şimdi görülüyorki DRONE'ler gerilla savaşlarında, hele Kürdistan gibi karadan egemenliğin zor olduğu coğrafyalarda, gerillaya karşı ÖNEMLİ bir baskı unsuru oluşturuyor, dengeleri değiştirebiliyor.

Tabiiki hiçbir savaş sonuç olarak "HAVADAN" kazanılamaz ancak droneler hava hakimiyeti ile elde edilebilecek tüm olanakları neredeyse sıfır risk ve kayıpla sağlayabiliyor.

Yalnız gerilla savaşlarında değil düzenli ordu savaşlarında da DRONE'ler önemli roller üstleniyor. Örneğin Azerbaycan'la Ermenistan arasındaki ARTSHAK (Karabağ) savaşı, SİHA'ların etkisine bir örnektir. 90'lı yıllarda klasik gerilla savaşıyla kazanılmış alanlar, droneler karşısında savunulamadı. Keza Ukrayna savaşında yine DRONE'ler kritik bir rol oynuyor: kendileri de silah üreticisi olmalarına rağmen Rusya, İran'dan; Ukrayna Türkiye'den SİHA almak zorunluğu hissediyorlar.

TC, Suriye'de de işgal bölgelerinin kontrolü ve gerillayı baskılandırmak için SİHA'lardan bol bol yararlanıyor...

Peki ne olacak?

Tabiki sonuçta DRONE'leri durdurup, onların sinyallerini; çalışma sistemlerini bozabilen başka teknolojik aygıltar, yazılımlar, donanımlar geliştirilecek. Bu kaçınılmaz...

Dronelerin savaş konseptlerinde yol açtığı taktik ve stratejik değişimler üzerine düşünmekte fayda var. Çünkü bunun bir adım ötesi YAPAY ZEKA'ların insan gücüne karşı öne çıkacağı savaşlar olacak.

Şu var ki silahların değişmesi SAVAŞLARIN kaderini derinden etkiliyor ama onlara HAKLILIK, AHLAKİLİK bağlamında yeni bir şey katmıyor, siyasal anlam ve içeriklerini değiştirmiyor...

MERTLİK, kılıcın kınında, namlunun ucunda, dronenin yazılım kodlarında değil İNSANLARIN KAFASINDA'dır...

Yorumlar