ÖRGÜTLENMEDE İRADE DEVRİ...

Demokratik merkeziyetçilik ya da tam demokrasi iddiasındaki siyasi örgütlenmelerin, kültürel kurumların ve ya sivil yapılanmaların, bir süre sonra TEK ADAM sultasına girmesinin ya da sadece kişiye özgü kurumlar haline gelmesinin nedeni nedir?
Elbette bu role hevesli, hele de dominant kişilikli (lider niteliği olan deniyor!) biri olması gerekiyor.
Fakat bu kendi başına bir şey ifade etmeyebilir.
Kurumların tek bir insanın özel mülkü haline gelmesi, örgütlerin lider eksenli / tapınmacı, yer yer de oligarşik bir karakter kazanması kuruluş / inşa aşamasında başlayan temel bir bozukluğun sonucu olmalı.
Bunu kısaca YETKİ ve İRADE DEVRİ ile başlayıp, İRADE TESLİMİ olarak adlandırmak istiyorum. Başlangıçta bilinç, yetenek, kararlılık ve coşku bakımından birbirine yakın ve bir fikir/eylem üzerinde anlaşmış bu İNSANLAR; örgütlenmeye, iş bölümüne gidilmeye başlandığında işler yavaşça değişmeye başlar.
Bu insanların birçoğu veya bazıları SORUMLULUK almaktan çekinirler. Kendine güvensizliğin bir çok nedeni olabileceği gibi, canını fazla sıkıntıya sokmak istememek, kendi konforlu alanını (alışkanlıklarını, kendini güvende hissettiği ilişkilerini) bırakmak istememekten kaynaklı bu çekingenlik sonuçta HEVESLİ bir YETKİ ve İRADE DEVRİ'ne yol açar.
"Arkadaşa, yoldaşa GÜVENİMİZ tamdır!"
(Kendimize pek güvenmiyoruz!)
Böylece "eşitler arasında birinci!" denen dominant kardeşimize istemediği kadar "sorumluluk" yüklenmiş olur. Başlangıçta "yük" gibi görünen ve diğerine devredilen sorumluluk, örgütlenmenin doğası gereği yanında yığınla YETKİYİ, karar alma ve uygulama hakkını da getirir. Yolun sonunda bir kişinin elinde tüm örgüte hükmedecek kadar yetki ve sorumluluk birikmiş olur.
Elbette yine bu başlangıçta DENETLENMEYE tabidir. Fakat denetlemenin de sıkıntıları vardır. İşler büyüyüp çeşitlendikçe işin içinde olmayanların, uygulamada neler olup bittiğini tam olarak bilmeleri güçleşir. Sonuçta kendisine YETKİ ve SORUMLULUK verilmiş, kişi veya kişilerin RAPORLARI, SÖYLEMLERİ genel geçer bir kanıt haline gelir.
Zaten kendini fazla sıkıntıya sokmamak için sorumluluk ve irade devri yapmış olan kişiler, denetlemek için de çok fazla istekli olmayacaklardır. Çünkü kendisine "iş" devredilen kişinin, "tamam kardeşim benim iyi yapamadığımı düşünüyorsanız, buyurun siz yapın!" deme tehlikesi vardır.
Onun için denetleme söz konusu olduğunda en çok duyacağımız şey ÖVGÜ ve GÜVEN BEYANI'dır. Yetki ve iradenin bir kişide toplanmaya başlamasının tutkalı/çimentosu da bu olur.
Gördüğümüz gibi başlangıçta "eşit" olan kişiler, sorumluluk almaktan kaçındıkları ve iradelerini devrettikleri için, giderek birinci kişinin övgücüsü ve YANDAŞ kişiler haline gelmişlerdir.
Bir biçimde yapılmasını pek de doğru bulmadığınız bir sürü işin de ORTAĞI ve SAVUNUCUSU durumuna geldiniz.
"Otorite olmadan örgütlenme olmaz" denir. Bu otorite nasıl oluştu, içeriği nasıl dolduruldu. İRADE DEVRİ kaçınılmaz olarak süreç içinde İRADE TESLİMİ'ne gider. Bir kez iradenizi de TESLİM ettiniz mi, o organdaki varlığınız biat ettiğiniz kişiye bağlılık göstermek, bağlılığı ispat etmek yükümlülüğünden başka bir şey değildir.
Artık EŞİT kişiler değilsiniz!
Hak etmediğiniz biçimde aniden TASFİYEYE uğrayabilir veya hak etmediğiniz biçimde TALTİF edilebilirsiniz...
Tek umudumuz artık kendisine irade devrettiğimiz liderin yetenekli, bilgili, ferasetli, ahlaklı biri olmasıdır. Umalım ki NARSİST birisi olmasın! Fakat insanların öz niteliklerini çoğu zaman ellerindeki GÜÇ ve İKTİDAR'ı nasıl kullandıklarını görmeden bilemezsiniz. Kendi elinizle teslim ettiğiniz GÜÇ ve İKTİDARI ise sonlandırmanız çok zordur. Çünkü sizin gibi onlarca, yüzlerce, hatta binlerce İRADE devri yapan kişi vardır. Sizin bundan vazgeçmenizin bir noktadan sonra ancak BOZGUNCULUK veya KAÇAKLIK olarak adlandırılır.
Ne ki bir kişinin elinde bu kadar GÜÇ ve YETKİ toplanması, kişinin tek başına asla üstesinden gelemeyeceği bir yoğunlaşmadır. O yüzden dağıtımını kendi yaptığı, merkezinde kendisinin veya efsanevi varlığının durduğu bambaşka bir mekanizmaya ihtiyaç vardır.
Böylece dört başı mamur bir BÜROKRATİK MEKANİZMA oluşturduk.
Bu mekanizma yana veya aşağıya doğru bütün kurullarda, organlarda da daha kolay tekrar eder. Çünkü buralarda genellikle "merkezden atanmış" bir örgütleyici, bir sorumlu vardır ve ona yetki ve irade devri çok daha kolaydır, hatta bir kural haline gelmiştır.
Kıssadan hisse eğer bir örgütlenmede çalışıyorsanız, sorumluluk üstlenmekten çekinmeyin derim; denetlemekten ve sorgulamaktan kaçınmayın; hele "bir kereden bir şey olmaz" deyip iradenizi hiç kimseye DEVRETMEYİN...
Yetki ve irade devri örgütlenmeleri lider sultasına götüren önemli bir yanlıştır. Hele denetlemenin çok daha zor olduğu illegal yapılarda, bu, her türlü suistimale açık bir felakete neden olabilir.
Otoriter liderler ellerinde kırbaçla herkese boyun eğdiriyor değildir. Onlara bu asayı kendisine irade teslim etmiş olan yoldaşları ve müritler veriyorlar...
Bir yerde bir LİDERLİK SULTASI varsa, bundan yararlanan bürokratik -elitist bir kastın bulunduğundan emin olabiliriz. Belki de çoğu durumda "LİDER" eline asa tutuşturulup, başına TAÇ geçirilmiş, görkemli bir KURBAN'dan başkası değildir.

Yorumlar