Ses dalgalarıyla gelen tutku: ARAM KHACHADURIAN



1969, Ortaokul son sınıftayken klasik batı müziği dinlemeye merak sarmıştım.
TRT Erzurum Radyosu her akşam saat 5'te yarım saatlik klasik müzik yayını yapıyordu. Onun tiryakisi olmuştum. Bir yandan o saatte kimse dinlemediği için sadece bana kalan radyonun sesini sonuna kadar açıp müzik dinlerken, bir yandan da ya resim çiziyordum ya da ders çalışıyordum..

Bachlar, Beethovenlar, Mozartlar... Bir kısmını müzik dersinden tanır veya hayat hikayelerini ansiklopedilerden merakla okurdum.

Bir gün yine böyle bir klasik müzik seasında o güne kadar hiç dinlemediğim harika bir parça çalındı. Öyle büyüleyiciydi ki elimdeki işleri bırakıp pür-dikkat kulak vermek zorunda kaldım. Klasik müzikti ama bizi anlatıyordu, bizden bir şeyler vardı, bizim ruhumuz müzik notalarına dökülmüş gibiydi. Benim duygularımı, coşkularımı ifade ettiğini sandım. Susuz bir insanın kana kana su içmesi gibi dinledim müziği.

Daha önce hiç duyup dinlemediğim bu muhteşem parça acaba kimindi? Programın sonunda mutlaka bestecinin adı, eserin adı, numarası, hangi orkestranın seslendirdiği mutlaka söyleniyordu. Ona dikkat ettim.

Spiker, "Aram Haçaturyan'ın Gayane Bale Suitini Dinlediniz" dedi...

#AramHaçaturyan...

Adını hiç duymadığım, okul kitaplarında, ansiklopedilerde rastlamadığım bir isim. Ama o güne kadar dinlediğim en müthiş eser... Hemen ismini defterime not ettim.

Ertesi gün okulda resim atölyesi hocamız Fuat İğdebeli'nin yanına gittim heyacanla;

"-Hocam" dedim"... dün akşam çok güzel bir klasik müzik dinledim. Bestecinin adı Aram Haçaturyan... Tanıyor musunuz..."

"Ooo!..! diye, başımı okşadı.
"O Ermeni bir bestecidir Recep!" dedi "hem de aslen Erzurumludur!..."

Benim duygu ve düşünce dünyamda çok köklü değişimler yaratan süreç böyle başladı.

Resmi tarih de, genel geçer söylemler de tuzla buz oldu: Hani "Ermeniler -yurdumuzu- Erzurum'u işgale gelen emperyalistler"di... Dünyanın en büyük bestecilerinden biri bu toprakların insanı olur da nasıl tanımayız bilmeyiz onu; nasıl okullarda okutulmaz... Kendimizi bu kadar güzel ifade eden insanlar nasıl başka yerlerden kalkıp işgale gelmiş olur?

Öğretilmiş cehalet bu ya o zamana kadar her 12 Mart [Erzurum'un "Kurtuluşu"] Günü okullardaki resmi törenlerle lanetlediğimiz Ermenileri, Rusya'dan, Amerika'dan veya Avrupa'da ülkemizi işgale gelen emperyalist askerler olarak biliyordum.

Haçaduryanın radyo dalgalarına yüklenip gelen müziği bu insanların yabancı olmadığı, onlarla çok derin bir duygusal bir bağa sahip olduğumuzu anlatmıştı bana.

Ermeniler kimdi, onlara ne olmuştu, Haçaturyan neden kendi memleketinde değil de başka ülkelerde yetişmişti. Bunlar bize neden öğretilmiyor, saklanıyordu?

İşte Ermenilere sevgi,tutku, ilgi ve gerçekte ne olduğunu öğrenme merakı bu müziğin bana getirdiği seslerin peşine düşmemle başladı.

Aram Haçaduryan'ın müziğini çok uzun süre dinleme olanağı bulamadım. Radyolarda rastlamadım. Hocamın çok zengin 33'lük plak kolleksiyonunda yoktu. Dükkanlarda satılmıyordu ve çok kimse de bilmiyordu.

Ama onu aramaktan yılmadım. 1976 yılında Ankara'da Komal yayınevinde çalışmaya başladığımda Zafer Pasajı'ndaki eski plaklar da satan bir sahafda rastladım. İsmi Rus harfleriyle yazılıydı ama altında latin harfleriyle küçük Aram Khacaturian yazısı okunabiliyordu. Define bulmuş gibi oldum.

Gayane'nin yine de özetlenmiş bu halini dinlediğimde hayranlığım daha da arttı. Khacaturian, balesinde birlikte yaşadığı tüm halklar için ayrı ayrı parçalar bestelemişti. Bunlar içinde Kürtler de vardı. Hatta o günlerde TV'lerde bolca reklamı yapılan "Osmanlı Bankası"nın fon müziğinin "Kurdish Sabre Dance" [Kürt Kılıç Dansı] olduğunu farkettim.

Haçaturyan besteleriyle birlikte yaşadığı "halkların kardeşliğini" işlemişti.Demek ki o aynı zamanda sosyalist devrimci bir sanatçıydı. Ki henüz Gayaneh balesinin konusu ve hikayesine dair hiçbir bilgim yoktu.

Plağı ve yeni öğrendiklerimi İsmail Beşikçi hoca ile hemen paylaşmıştım ama çok fazla ilgi göstermemişti.

Khaçaturyan'ın Gayaneh balesinin tam kaydına ise 1977 yılında İstanbul'da Avukat Yılmaz Balkaş abimizin, yine TRT'de çalışan bir akrabası sayesinde ulaştım. Ona bu müzigi ilk kez kısmen TRT Erzurum Radyosu'nda dilediğimi söyleyince birkaç gün sonra o güne kadar aldığım en güzel hediye olarak, kopya edilmiş bandını getirmişti bana.

Yakın arkadaşlığım olan herkes kendilerine defalarca Aram Khaçaturian'an Gayaneh Bale suitini dinlettiğimi bilirler. Tabiiki onun Spartakus balesini, Mascarade'yi ve diğerlerini ancak 1990'lı yıllarda hapisten çıktıktan sonra öğrenip dinleyebilmiştim... Bu da garip başka bir hikaye...

Ses dalgalarıyla gelen bu iletişime ne ad verilmeli? Bizim özümü, ruhumuzu birbirine bağlayan derin şeyler var demek ki. Hani Neşet Baba "Kalpten kalbe bir yol vardır görünmez" derya, belki öyledir.

Khaçaturian'ın aslen Erzurumlu olduğu bilgisini ise doğrulatamadım. Bizim rahmetli @[100000754584617:2048:Hatspanian Sarkis]'e konuyu anlattığımda "Haçaduryan'ın ailesi Tiflis Ermenilerindendir" dedi "ama hocanın dediğinde de doğruluk olabilir çünkü Tiflis'teki Ermenilerin çoğu da Erzurum'dan göç etmiştir.."

Bu vesileyle rahmetli resim atelye hocam Fuat İğdebeli'yi de rahmetle anmak isterim. Öğrencilerine yalnız resim değil müzik ve edebiyat sevgisi aşılayan da odur. Örneğin Resim dersinde, "arkanıza yaslanın şimdi Çehov'dan bir hikaye okuyacağız" diyen, bir başka gün pikaptan Beethofen veya Ruhi Su dinleten ve böylece onların da seslerle sözlerle resim yaptığını idrak etmemizi sağlayan başka bir resim hocası tanıyor musunuz?

Fuat Hoca'nın Hacaturian'ı ailesinin Erzurmulu olduğunu bilecek kadar tanıması da ilginç. O Bedri Rahmi Eyüboğlu atelyesinden geliyordu. Eyüboğlu onun atelyesini ziyaret ettiğinde "Fuat, sen burda rönesans atelyesi kurmuşsun" demiş.

1972 Temmuz'unda Diyarbekir Askeri cezaevinde dava ve koğuş arkadaşı da olduyduk. Kürt meselesine epeyce uzaktı ama bir gün bana şöyle dedi;

"Recep, şu uzanan mor dağların güzelliğine baktığımda Kürtlere hak veriyorum... Burası bizim ülkemiz diyorlar."

Toprağı bol olsun onun da, bugün doğum günü olan Aram Haçaduryan'ın da...

Seslerin, sözlerin, renklerin tüm insanları birbirine bağladığı bir dünya umuduyla...

https://www.youtube.com/watch?v=_JlGS1m1PL4&t=2830s

Yorumlar