ARAMA YAPMAK... ÇIKIŞ YAPMAK...

 


Birkaç gün arayla Murat Belge ve Oya Baydar, dil kullanımındaki özensizlikler ve yanlışlar üzerine biriken bazı yakınma ve eleştirilerini yazdılar. Bu gibi konular üzerine daha çok rahmetli Hakkı Devrim titizlenirdi; onu okurdum. Genelde öğretici ve düşündürücü olan bu "dil yâresi" dokunmalarının, tebessüm ettiren titizlenmeleri de çok olurdu.
Murat Belge ve özellikle de Oya Baydar'ın dikkat çektiği önemli konuşma, yazma yanlışları var. Bununla beraber kimi yanlış uyarıları da var. Doğruya yanlış müdahale...
Örnekse "Yapmak, yapmak diyerek dilin içine yapanlar" başlığı altında söylenenler. Doğrusu iki fiili yanyana kullananlara yazılı ve sözlü olarak hiç rastlamadığımı söylemeliyim: Yapmak yapma, içmek içmek, gitmek gitmek gibi...
Oya Baydar'ın verdiği örneklerin hepsi de iki filin birlikte kullanılması değil; bir durum ve eylem tanımı ile bir fiilin tamlama yapması örnekleridir.
Bunlar Türkçenin dil yapısı ve kullanımında olan şeyler:

"İNİŞ YAPMAK"
"ÇIKIŞ YAPMAK"
"ARAMA YAPMAK"
"KONUŞMA YAPMAK"
.....

Bu örneklerde iki fiil yanyana değildir. Birincisi, bir durumu, bir eylem sürecini belirten bir kavramdır; diğeri fiildir.

"Yapmak yapmak"ın yanlış, kulağı tırmalayan, anlamsız kullanımları elbette var ama bu kullanımların tümüyle yanlış olduğu söylenemez.

Tam da Oya hanımın üzerinde durduğu örnek üzerinden gidersek;
"Uçak indi." demek varken neden "Neden uçak iniş yaptı." deniyor. Bu yanlış mı, bir hastalık mı? Asla!
"Uçak indi" ve "uçak iniş yaptı" cümleleri aynı şeyi ifade etmez. Birisi basit bir "inmek" fiilini, diğeri ise "inme ile ilgili birbirini izleyen, bir dizi işlem sürecini ifade eder. Çünkü uçakların "İNİŞ" ve "KALKIŞ"ları tek bir eyleme indirgenemeyecek olan, birçok fiili barındıran çoklu bir süreçtir.
Uçağın "iniş yaptığını" söylerken, birçok hazırlığın tamamlandığını, birbirine bağlı birçok eylemin başarıyla gerçekleştirilmiş olduğunu anlarız. Yani pilot otomatik olmaktan çıkmış, yolcuların kemerleri bağlanmış, iniş takımları açılmış, uçağın güvenli biçimde alçalabilmesi için gerekli prosedürler uygulanmış, kuleyle konuşulup onay alınmış; pist inişe uygundur ve uygulama sırasında da bunlardan herhangi birinde arıza olmamış ve sonuçta "uçak piste başarıyla inmiş"tir. Demek ki burada "inmek" tüm süreci açıklayan, onun yerine geçen bir fiil olmaktan uzaktır. Doğrusu bir İNİŞ sürecinden bahsetmektir.
Çünkü "uçak iniş yapamaz" da olabilir. Bu da bize iniş sürecindeki yer alan hazırlık ve ya eylemlerden birinin ters gittiğini anlatır.
O halde sürece işaret eden daha geniş "İNİŞ YAPMAK" kavramı varken bunu "İNDİ", "İNMEDİ" fiiline indirgemek, dili asıl fakirleştirmek olmaz mı?
Örneğin "ARAMA" ve "ARAMA YAPMAK" aynı şey midir; birbirinin yerine kullanılabilir mi? Bence hayır...
"Filancanın evi arandı." ile "Filancanın evinde arama yapıldı." aynı şeyi anlatmaz.
"Filancanın evi arandı." derken, bundan filancanın evinin adresi bilinmiyordu, nerede olduğu bulunmaya çalışıldı bilgisi de çıkabilir, filancanın evinin içinde aranan bir şeyin bulunup bulunmadığının kontrol edildiği sonucu da çıkar.
Oysa "ARAMA YAPMAK" hem hukuki, hem polisiye yanları olan, birçok ön hazırlığa, birbirini koşullayan eylemlere gerek duyulan bir SÜRECİ anlatır.
Hakim-savcılık veya kolluk kuvvetlerinden bu iş için bir KARAR çıkması; bu kararın icrası için yeterince elamanın hazırlanması; aranacak yerin aramaya hazır hale getirilmesi; aranacak şeyle ilgili uzman kişi veya araçların konumlandırılması, aranan şeylerin bulunup bulunmadığına dair tutanaklar tutulması, şahitlerin, görelilerin bunu imzalaması, aramanın sonuçlandırılmasıyla ilgili prosedürler vb. birçok fiil ARAMA YAPMAK kavramının içindedir. "Filanca kişinin evinde arama yapıldı" dendiğinde bütün bunların yerine getirildiği bir SÜRECİN tamamlandığını anlarız. "Arama yapıldı" demek daha açıklayıcı, bilgilendirici bir cümledir.
"Arama yapmak"ı farklı alanlarda da kullanabiliriz.
Örneğin "intertenette aramak" yerine "internet üzerinde arama yapmak" daha açıklayıcı olabilir. "arama" ilgili birçok hazırlık ve fiilin yürütülmüş olduğuna dikkat çeker bu. Eğer "arama yapmak" anlamsız ve gereksiz ise "aramaya kalkmak", "aramaya çalışmak" da gereksiz olur...
Uzatmadan bir başka örnekle "ÇIKIŞ" yapayım.

Cezaevinde tutuklu veya hükümlüler "GÖRÜŞE / GÖRÜŞMEYE ÇİKARLAR"...
Evde bir ihtiyacımız olduğunda "ALIŞ VERİŞ YAPMAYA ÇIKARIZ"

Örneğin "Yurt dışına çıktı" da diyebiliriz "yurt dışına çıkış yaptı" da diyebiliriz. Fakat bunlar birbirinin yerini tutmazlar. Birisi sadece kesin bir sonuca işaret eder; diğeri ise bir birçok fiil ve koşuldan oluşan sürecin başarıldığını anlatır fakat "ÇIKTI" gibi bir kesinlikten uzaktır, devamında başka süreçlerin varlığını da ima eder.
Pasaportu, bileti, vizesi, bagajları hazırdı; tümünün kontrolünden sorunsuzca geçti; uçağı havalandı (otobüs, tren veya gemi sorunsuzca sınırı geçti)... "Yurt dışına çıkış yaptı" cümlesi tüm bu SÜRECİN başarıyla geçtiğini anlatır. Ama sınırın öbür tarafındaki kabullerle, karşılaşılabilecek sorunlarla ilgili bir bilgi vaat etmez.
Çünkü bir de hedefindeki ülkeye, alana, şehre "GİRİŞ YAPMASI" yapması gerekir. Malumunuz, başka bir ülkeye öyle elinizi kolunuzu sallayarak "GİREMEZSİNİZ"... Bir takım hazırlıklardan, aramalardan geçmeniz, bir takım prosedürlerin tamamlanması gerekir; böylece "GİRİŞ YAPMIŞ" olursunuz...
Ve ülkeye GİRİŞ YAPTIKTAN sonra bile "GİRDİ" diye kesin bir bir sonuç vermek için henüz çok erken olduğunu bütün mülteciler bilir...



Yorumlar