Bir Siyasi Propaganda Figürü Olarak Kawa Efsanesi


Recep Maraşlı



Newroz, Batıasya’da Kafkasya’dan Kürdistan’a, Mezopotamya ve İran yaylasına kadar geniş bir coğrafyadaki en eski ve yerleşik halklar arasında bilinen bir mitolojiye dayanıyor ve geleneksel kültürel bir bayram olarak kutlanıyor.

Diğer halklardan farklı olarak Newroz, Kürt halkı açısından kültür ve gelenekten öteye daha çok politikleşmiş bir anlam ifade ediyor; O bugün artık neredeyse tüm Kürtler için ulusal bir bayram ve başkaldırı sembolüdür; bir bakıma Kürt uluslaşması ve kimlik inşasının “kurucu miti” haline gelmiştir.

Newroz kutlamaları giderek artan biçimde daha çok politik bir gösteri olarak yapılanmakta. En baskıcı dönemlerde bile Newroz’a verilen önem, politik atılımların, örgüt, kurum ve dergilerin kuruluş tarihleri ulusal bir manifesto anlamı vermek üzere 21 Mart gününe denk getirilerek vurgulanmaya çalışılmaktaydı.

Keza Demirci Kawa figürü, mitolojik bir kahraman olmanın ötesine geçerek 70’li yıllardan günümüze Kürt ulusal kurtuluş hareketindeki emekçi sınıfların öncü rolünü temsil eden bir nitelik kazandı. Mitolojik anlatıya sınıfsal bir içerik vererek; ulusal kurtuluş hareketindeki sosyalist siyasal önderliği ima eden bir “proleter devrimci öncü” figürüne dönüştü.

Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevindeki işkence sistemine karşı direnişin sembol isimlerinden olan Mazlum Doğan’ın protesto eylemini 1982 yılı Newroz günü gerçekleştirmesi nedeniyle “Çağdaş Demirci Kawa” olarak idolleştirilmesi; PKK ve Gerilla Mücadelesinde, mitolojinin siyaseten aktüalize edilmesinin bir örneği.

90’lı yıllardan itibaren Kuzey Kürdistan’daki büyük kitlesel Newroz kutlamaları, siyasal protesto ve ulusal taleplerin ifade edildiği bir zemin oldu. “Bu etkinlikler Kürt özgürlük hareketinin kendini siyasal olarak ifade etme alanı olduğu kadar, hegemonik sömürgeci kültüre karşı, bağımsız bir karşı kültürel sanatsal alan oluşturmanın da mücadelesiydi. Bu yanıyla da Türk milliyetçiliğinin “Nevrûz”u karşı sahiplenme biçimleri üzerinden bir ideolojik savaş alanı haline de geldi.”[1]

Ne var ki Türkiye’deki siyasi iktidarların Newroz’u “Nevrûz”laştırma ısrarı, kutlamaların bazen yasaklanıp bazen devlet töreni haline getirilme çabası, kitlesel bir destek bulmadı; birkaç bürokratın kendi kendilerine yaktıkları cılız bir ateşin üzerinden takım elbiseleriyle ve sıkıntıyla atlamaya çalıştıkları komik parodilere dönüştü.

2. Dünya Savaşının Propaganda Kartpostallarında Kawa ve Dehhaq

Newroz ve Kawa efsanelerinin siyasal bir figür olarak propaganda çalışmalarında yer almasının eski ve başka örnekleri de var.

Bunlardan biri, 2. Dünya Savaşında sırasına, 1942 yılında İngiltere’de İran’a dönük karşı propaganda amacıyla yapılmış bir dizi kartpostalda gözleniyor. Bu çalışmalar British Library’nın Asya Afrika Çalışmaları seksiyonunun, 23 Mayıs 2013’de Londra’da düzenlediği “Propaganda: Power and Persuasion” konulu sergide yer aldı.

Büyük Britanya vatandaşı olan Mısır doğumlu karikatür sanatçısı KEM/Kimon Evan Marengo (1904-1988) tarafından çizilen bu 6 adet kartpostal serisinde;  İranlı şair Firdevsî’nin ünlü eseri “Şahname”de (850-1446) aktardığı Kawa-Newroz mitolojisi ve minyatürlerine öykünülmektedir.[2] Kartlarda Hitler, zalim kral Dehhaq/Zehhaq olarak betimlenmektedir

Hitler Almanyası’na karşı, İran’a yönelik propagandalarda İran’ın kültürel mirası olan mitolojik kahramanlık öykülerine dayanılması fikri İran’lı bilim adamı Mojtaba Minovi’ye (1903-1976) aitti. Minovi, BBC’nin Farsça servisinde çalışıyor ve müttefikleri destekleyen “Rûzgar-i Naw” dergisini çıkarıyordu. Minovi’nin bu tavsiyesi üzerine Şahname’deki figürler İngiltere’nin politik propaganda afişlerinin yaratıcı çizimleriyle tanınan karikatürist KEM tarafından 2.Dünya savaşının aktörlerine uyarlanmıştı.[3]

KEM, savaş süresi boyunca Enformasyon Bakanlığı için propoganda amaçlı binlerce çizim yaptı; çizgi filmler üretti.

Zamanın Dehhaq’ı Hitler; Peki Kawa kim?

Bu kartpostallardaki Zalim Kral Dehhaq/Zehhaq, Hitler’dir. Omuzlarından çıkan iki yılandan biri İtalyan diktatörü Mussolini, diğeri Japon diktatörü Tojo’dur. Nazi propaganda bakanı Goebbels ise, Hitler’in yılanlarına genç beyinleri pişiren aşçı kılığında resmedilmiştir. Göbels, kötülük tanrısı Ahrimen’in insan kılığında yeryüzüne indiğinde büründüğü kişilik olarak tasvir edilmektedir. Dehhaq’ın rüyasını gördüğü üç kurtarıcı savaşçı Churchill, Stalin ve Roosevelt’tir. Kurtarıcı halk önderi Kawa/Kaveh ise herhangi bir tarihsel kişi ile bağdaştırılmamıştır, çünkü o belirli bir kişi değil bütün iyi ve mazlum insanların içindeki “İsyan Ruhu”nu temsil eder!.

 Şahnâme”de (MS. 977-1010)[4] aktarılan efsaneye göre; Pers hükümdarı Cemşid, kendisine güneşle eş bir tanrısallık atfetmeye başlayınca, tanrı onun başına Dehhaq’ı bela eder; o zalim, kanlı, şeytani bir varlıktır. Cemşid’in sarayına yerleşir. Omuzlarından sarkan yılanlarını gençlerin beyni ile beslemektedir.

Dehhaq’ın her gece iki gencin beyinlerini yılanlarına vermesine vicdanları elvermeyen iki aşçı, her iki gençten birini serbest bırakarak onları dağlara, uzak diyarlara gönderir; bıraktıkları gençlerin yerine ise bir kuzu beyni koyarak Dehhak’ı kandırırlar. Dehhak’ın zulmü sürdükçe dağlardaki gençlerin sayısı da çoğalır.

Efsanenin burasında İranî bir kahraman olarak Demirci Gave/Kaveh ortaya çıkar. Tek oğlunu kendi eliyle Dehhaq’a kurban etme bahanesiyle saraya girer ve Dehhak’ı alt eder. Bu haber ateş yakılarak halka müjdelenir; her yerde yakılan ateşlerle halk birbirini haberdar ederek zulüm yönetimine son verilir; kurtuluş sağlanır.

 

Dehhak’ın yerine Cemşid’in barışçıl oğlu Feridun hükümdar olur. Fakat o Dehhaq’ı öldümek yerine sonsuza kadar acı içinde kalması için Demawend dağına hapseder. Hükümdarlık alameti olan bayrak, demircinin Sarı-Kırmızı-Yeşil renklerle süslenmiş deri önlüğüdür. Aslında bu sürekli savaş halinde olan kötülük tanrısı Ahrimen ile iyilik tanrısı Hürmüz arasındaki mücadeleyi betimler: gecenin, kışın, karanlığın bitip baharın başlangıcı 21 Mart, bu nedenle yeni bir gün, bahar ve yeni yılın başlangıcı olarak kutlanır.

.

Firdewsî, Demirci Kawa’nın etnik kimliğini İranî  olarak belirirken; Dehhaq’ın zulmünden kurtarılıp, dağlara ve uzak diyarlara gönderilen gençlerin “bugünkü Kürt kavminin ataları olduğu” belirtmiştir.[5]

1990’lı yıllarda Kawa ve Newroz efsanesinin tarihsel gerçek kişi ve olaylara bağlı olup olmadığı Kürt aydın ve tarihçileri arasında çok tartışılmıştı.[6]

Kartpostallarda çizilen öyküler[7]


Resim 1: Hitler, zalim kral Dehhaq olarak çizilmiştir. Hitler’in aşçısı olarak gösterilen propaganda Bakanı Goebbels aslında gizlenmiş olan kötülük tanrısı Ahrimen’dir. Dehhaq’ın omuz başlarından çıkan yılanların yüzleri ise İtalyan diktatörü Mussolini ve Japon diktatörü Tojo olarak çizilmiştir. Arka plandaki ağaç kurudur.






 

Resim 2: Dehhaq-Hitler’in mazlum insanları tutsak edişi, halka yaptığı işkenceler ve gençlerin kurban etmesi sahnelenmiştir.







 



 

Resim 3: Dahhak-Hitler'in rüyasında ölümüne neden olacak üç savaşçının ortaya çıkışını görür. Burada üç savaşçı Churchill, Stalin ve Roosevelt olarak tasvir edilmektedir.

 



 



 

Resim 4: İran halkı için özgürlük sembolü Kawa, Dahhaq-Hitler’in önüne dikiliyor ve Kava isyan ruhunu, bayrak olarak yükselttiği demirci önlüğü ise iyiliğin kötülüğe karşı zaferini temsil ediyor. Arka plandaki ağaç yeşillenmiştir. 

 





Resim 5: Demirci Kawa, Zelim Dehhaq-Hitleri tahtından indirmiş, el ve ayaklarından bağlayarak omuzlarındaki yılanlarla birlikte atın sırtına bindirmiştir. Atın kuyruğuna da aşçı kılığında ve Goebbels suretinde çizilmiş kötülük tanrısı Ahrimen bağlanmıştır. Ardı sıra müjdelenen savaşçıların gelişi, görülüyor. Churchill purosu ile liderlik ediyor, ardından piposuyla Stalin ve sigarasıyla Roosevelt geliyor. Üçlü, elbette, İran ulusal kurtuluşunun sembolü olan Kawa’nın bayrağının arkasından yürümektedirler. Böylece müttefik kuvvetlerin zaferinin İran bir işgal değil, İran halkı için bir kurtuluş olacağı belirtilmiş oluyor. 

Resim 6: Dahhaq-Hitler, omzundaki yılanlar Mussolini ve Tojo ile birlikte, İran halkı tarafından Damavend dağına çivilenmektedir. Barışçıl İran hükümdarı Feridun’un tahta geçişini sembolize eden biçimde müttefik liderler geçit yapmaktadır. SSCB, ABD ve İngiliz bayrakları kurtuluşun simgesi olarak İran topraklarındadır.[8]



[1] Delal Aydın, “Mobilizing The Kurds in Turkey: Newroz as a Myth”  (Türkiye’de Kürtleri Mobilize Etmek: Bir Mit Olarak Newroz), ODTÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde 2005 yılında kabul edilmiş master tezi

[2] Şahname’de 2010 yılı sergisi,  Fitzwilliam Müzesi, Cambridge

[3] Nur Sobers-Khan, Asian and African Studies ; Ursula Sims Williams The Shahnameh as propaganda for World War II” 23.05.2013, https://britishlibrary.typepad.co.uk/asian-and-african/2013/05/the-shahnameh-as-propaganda-for-world-war-ii.html

[4] Firdevsî, “Şahnâme”, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2009

[5] Bundan 6 yüzyıl sonra, Bitlis Emiri Şeref Xan ise Şerefnâme’sinde (1597) Kürt milletinin soyunun, Zalim Dehak’ın zulmünden dağlara çıkarak çoğalmış gençlerden geldiğini belirten efsaneyi aktarırken Demirci Kawa, Cemşid ya da Feridun’dan bahsetmez.

[6] Cemşid Bender; “Kürt Tarihi ve Uygarlığı” Kaynak Yay.İstanbul 1991; Gürdal Aksoy, “Kürt Dili ve Söylenceleri” Öteki Yay.; Gürdal Aksoy“Bir Söylence Bir Tarih: Newroz”, Yurt Yayınları, 1998; W.N.Torî, “Kawa Efsanesi” Koral Yay. İstanbul 1992; S. Bulut; Arkeolojiden Demirci Kawa’ya Işık, Komal Yayınları, 1996, İstanbul

[7] A. Wynn. ‘The Shāh-nāme and British Propaganda in Irān in World War II’, Manuscripta Orientalia 16/1 (June 2010)

[8] Resimler: Kimon Evan Marengo (KEM), 1942, Postcards in the Persian language, produced by the Ministry of Information., COI Arşiv PP / 13 / 9L., The British Library Board (Sergide yer alan kartların altına Kütüphanenin yaptığı yorumlar dahil)


Yorumlar