Malum, internet okuma hızını öyle artırdı ki insanların çoğu belki sadece hızlıca "başlık" okuyarak içerik hakkında fikir sahibi olmaya çalışıyor.
Hal böyle olunca bizim gibi kalemi eline alınca dünya ve ülkede durum tahlilinden başlayıp, alıntılarla desteklediği savını uzattıkça uzatan eski kuşak teorisyen-siyasetçi-yazarlar okunmadan geçilir oldu.
O zamanlar "militanlar" ezberlemek için, karşı militanlar da açık yakalamak için satır satır okurlardı her şeyi. Şimdi kimsenin böyle bir zorunluluğu yok!..
Hal böyle olunca bizim gibi kalemi eline alınca dünya ve ülkede durum tahlilinden başlayıp, alıntılarla desteklediği savını uzattıkça uzatan eski kuşak teorisyen-siyasetçi-yazarlar okunmadan geçilir oldu.
O zamanlar "militanlar" ezberlemek için, karşı militanlar da açık yakalamak için satır satır okurlardı her şeyi. Şimdi kimsenin böyle bir zorunluluğu yok!..
Okuma hızı 100 metre şampiyonu olup, anlama hızı topal kalınca "yanlış anlaşılma kurbanı" yazılar da dağ gibi birikiyor.
Bir yazının tümünü değil de şurasından burasından cümleler okuyarak anlamaya çalışmak türü okumalara "GAGALAMAK" demek daha doğru.
Buna karşılık çoğu yazarın da lafları alışkanlıkla çekip uzattıkları da bir gerçek.
Birkaç örnek vereyim de benim de canımı sıkan ve okuma heyecanını kesen bu gereksiz laflara dikkat edilse bari.
Bir yazının tümünü değil de şurasından burasından cümleler okuyarak anlamaya çalışmak türü okumalara "GAGALAMAK" demek daha doğru.
Buna karşılık çoğu yazarın da lafları alışkanlıkla çekip uzattıkları da bir gerçek.
Birkaç örnek vereyim de benim de canımı sıkan ve okuma heyecanını kesen bu gereksiz laflara dikkat edilse bari.
ÖRNEKSE;
Diyor ki:
- "Başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum..."
(Sıkıcı bir girişe hazır olun!)
- "Özetle şunu demek istiyorum:"
(Off! demek ki şimdiye kadar okuduğum sayfalar için verdiğim zamana yazık oldu; madem özetleyebiliyordun baştan yapsaydın ya bu işi!)
- "Lafı uzatmadan şuraya gelmek istiyorum!"
(Lafı uzatmayayım derken uzattığının farkında mı acaba? Daha konuya gelmek gelme niyetini yazdın, gelip gelmeyeceğin de belli değil yani...)
- "Uzun sözün kısası...", "kısacası", "özetle"...
(Bu laftan önce yazılanlar çöpe! Madem kısası derdini anlatıyor uzun sözü yazmadan da kısasını yazabilirsin değil mi?)
- "Bu gün okurlarıma bu konuyu anlatmaya karar verdim.", "Uzun süre düşündüm bunu yazmaya karar verdim!)
(Evet zaten bunun için yazdın, okuyan herkes sen yazmasan da bunu anlıyor!...)
- "Daha önce bir çok kez yazdığım gibi..."
(Efendim? Çok şey kaçırmamışım demek ki...)
- "Bekleyelim, görelim..."
(Hiçbir fikrin yok yani...)
Diyor ki:
- "Başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum..."
(Sıkıcı bir girişe hazır olun!)
- "Özetle şunu demek istiyorum:"
(Off! demek ki şimdiye kadar okuduğum sayfalar için verdiğim zamana yazık oldu; madem özetleyebiliyordun baştan yapsaydın ya bu işi!)
- "Lafı uzatmadan şuraya gelmek istiyorum!"
(Lafı uzatmayayım derken uzattığının farkında mı acaba? Daha konuya gelmek gelme niyetini yazdın, gelip gelmeyeceğin de belli değil yani...)
- "Uzun sözün kısası...", "kısacası", "özetle"...
(Bu laftan önce yazılanlar çöpe! Madem kısası derdini anlatıyor uzun sözü yazmadan da kısasını yazabilirsin değil mi?)
- "Bu gün okurlarıma bu konuyu anlatmaya karar verdim.", "Uzun süre düşündüm bunu yazmaya karar verdim!)
(Evet zaten bunun için yazdın, okuyan herkes sen yazmasan da bunu anlıyor!...)
- "Daha önce bir çok kez yazdığım gibi..."
(Efendim? Çok şey kaçırmamışım demek ki...)
- "Bekleyelim, görelim..."
(Hiçbir fikrin yok yani...)
"Bir sorum olacaktı ya da küçük bir ekleme yapmak istiyorum" diyip panelistlerden daha çok konuşan katılımcıları da eklemeli... Dünya Bankası beş ülkenin bütçesini bir saatte konuşurken iki gün, 48 saat süren siyasi toplantıları söylememe gerek yok... İlkel komünal toplumdan başlamak adettendir zaten... Bir de "40 yıllık siyasi hayatımda..." diye söze başlamanın tadı...
Yorumlar
Yorum Gönder