"Kartallar Yüksek Uçar" isimli TV dizisi, senaryosunu şair ATİLA İLHAN'ın yazdığı, Hüseyin Karakaş'ın yönettiği, 1985 yılında TRT'nin yayınladığı ilk Türk dizilerinden biriydi.
YouTube kanalına yeni yüklendiğini fark ettim ve daha önce izlediğim bu diziye biraz nostalji yapmak için atlayarak da olsa yeniden baktım.
Konu, Çolak Efe ve Banazlı İsmail aileleri arasında neredeyse bir ömür boyu süren husumet, öç alma ve entrikalar üzerine kurulu. Ama yazar usta biçimde Cumhuriyet döneminde gelişen Türk burjuvazisinin, sermaye birikiminden tutun da, üretim ve tüketim eğilimlerine, yaslandığı ve özendiği kültürel değerlere de eleştirel bir ayna tutmaya çaba gösteriyor.
Sınıf ilişkilerine dair çözümlemelere, bunun sosyal-kültürel yansımalarına özen göstermesi ile günümüzde ve kendisinden sonraki dizilerden önemli ölçüde ayrılıyor.
Konu, Çolak Efe ve Banazlı İsmail aileleri arasında neredeyse bir ömür boyu süren husumet, öç alma ve entrikalar üzerine kurulu. Ama yazar usta biçimde Cumhuriyet döneminde gelişen Türk burjuvazisinin, sermaye birikiminden tutun da, üretim ve tüketim eğilimlerine, yaslandığı ve özendiği kültürel değerlere de eleştirel bir ayna tutmaya çaba gösteriyor.
Sınıf ilişkilerine dair çözümlemelere, bunun sosyal-kültürel yansımalarına özen göstermesi ile günümüzde ve kendisinden sonraki dizilerden önemli ölçüde ayrılıyor.
Egeli iki ailenin düşmanlığın temel nedeni "YUNAN ZAMANI" ve öncesinde eşkıyalıkla elde edilmiş "İKİ EŞEK YÜKÜ ALTIN"ın paylaşılması / paylaşılamaması davasıdır.
Dolayısıyla sonradan biri küçük üretim, sigara, silah, uyuşturucu kaçakçılığı, eğlence gazinosu-pavyon işletmeciliği ve bankerlik gibi mafyatik bir sermaye grubunu (Çolak Efe); diğeri, küçük sanayi üretimi ve sonrasında yedek parça işleri yapan, yabancı sermayenin yerli bayisi olmaya çalışan ticaret ve sanayi grubunun (Karabulut) MAL VARLIĞI'nın temelinde YAĞMA ve ÇAPULDAN edinilmiş haksız bir kazanç bulunmaktadır.
Çolak Efe, köyleri kasabaları yağma edip mallarını kaldırmakta, Banazlı İsmail ise Turgutlu'da bunları ticarete yatırmakta, ev, han,değirmen, kiremithane vb gibi işletmeler satın almakta sermaye haline getirerek AKLAMAKTA'dır. Kendi deyimiyle "USULETLE ve SUHULETLE"!.. [Usulüne uygun ve gürültü patırtı yapmadan...]
Senaryo bu "İki eşek yükü altın"ın eşkıyalıkla kazanılmış olduğuna işaret ediyor ama bu eşkıyalığın daha çok RUM köylerini, mallarını talan ederek yapıldığına herhangi bir gönderme yapmıyor. Tam tersine birkaç konuşmada Eşkıyalığı kınamakla birlikte, "YUNAN ZAMANI (1919-22 dönemi kastediliyor) KUVAYI MİLLİYE olarak ne kadar büyük vatanseverlikler yaptıkları ve bu yönlerine sahip çıkılması gerektiği" belirtiliyor.
Burada Atilla İlhan'ın bilinen, kendine münhasır Kemalist, "Kuvayı Milliyeci" Solculuğunu görmek mümkün.
İttihat-Terakki'nin inşa ettiği TEŞKİLAT-I MAHSUSA, ilk olarak Ege'de örgütlendirilmişti. Örgütlenen yapılar ise işte bu kendilerine "EFE" adı verilen silahlı milis gruplardı. Amaç Ege bölgesindeki Rum köylerini yağmalayarak, kundaklayarak yerli halkın büyük şehirlere ya da Yunanistan'a göç etmesini sağlamaktı.
Daha sonra Dış İşleri Bakanlığı ve Meclis başkanlığı yapan HALİL MENTEŞE ve Cumhurbaşkanlığına kadar yükselen CELAL BAYAR bu operasyonu bizzat yöneten kişilerdi. Aralarındaki yazışmalarda ne kadar Rum'un bölgeden kaçırtıldığını, demografinin nasıl değişmekte olduğunu izlemek mümkündür.
İşte dava konusu bu "İKİ EŞEK YÜKÜ ALTIN", yağma ve çapul işleri artık devlet tarafından da teşvik edilen bu "KUVAYI MİLLİCİ EŞKİYALARIN" elde ettikleri kişisel ganimetten başka bir şey değildir.
Dizinin bir yerde oğul Mustafa, babasına, servetlerinin temelindeki bu iki eşek yükü altın hikayesinin doğru olup olmadığını sorar. Banazlı İsmail ise gülerek şöyle cevap verir:
"-Yalnız o mu, top top kumaşlar, mücevherler..."
Aslında dizi, cumhuriyetin Türk burjuvazisinin yalnız devlet desteği ve kredileri ile himayesi ile var olabilen yapısı değil aynı zamanda, mal varlığının temelindeki bu eşkiyalığa, etnik arındırmalara dayanan MAL ve MÜLKLERİN gasbına, SERMAYE TRANSFERİNE de dikkat çekmiş oluyor ama, kimlerden ve nasıl olduğunu karanlıkta bırakarak.
Bu vesileyle "Kartalar Yüksek Uçar"da Banazlı İsmail'i canlandıran Sadri ALIŞIK'ın ve Çolak Efe'nin karısı "Hanım Ağa"yı canlandıran Selda ALKOR'un oyunculuk performanslarının da takdire şayan olduğunu belirterek bitireyim.
Yorumlar
Yorum Gönder