Sevgili Dr.Zeynep Turkyilmaz]'a çok çok teşekkürler...
Tarih araştırmaları yaparken karşılaştığı çok önemli bir tanıklığı paylaşıyor ve analiz ediyor. Sanırım 1938 soykırımına ilişkin ilk kez YAZILI bir asker tanıklığı ile karşılaşıyoruz.
Bu belgenin bugüne kadar tahrip edilmeden arşivde kalmasının nedeni sanırım eski yazıyla yazılmış olması; tümüyle okunmamış olması ya da üstünkörü bakıldığında bir askerin çok kişisel duygusal bir anısı gibi görünmesi olabilir.
Bu tür arşiv, kütüphane çalışmalarında çok sık gördüğümüz bir şeydir: Bir kitabın, bir belgenin bir kaç sayfasının yırtılmış ya da eksik olduğunu fark edersiniz . Ve o sayfalar genellikle Türk resmi tarih söyleminde netameli görünen tarih ve olayları kapsar. O zaman anlarsınız ki sizden önce oradan bir "Resmi Türk tarihçisi" geçmiş...
Zeynep Türkyılmaz'ın bilim insanı tavrı bu açıdan da çok önemli. O, bu belgeyi ait olduğu yere tarihe, topluma, kamuoyu bilgisine sunuyor yorumluyor.
Okunası bir çalışma...
1938 Dersim dağlarında askerlik yapan Yusuf Kenan Akım'ın anılarından birkaç alıntı:
"11 Eylül
Bugün de dağları tarıyoruz. İnsan leşlerinden derelere girilmiyor. ..."
“12 Eylül
Bu sabah erkenden kalktık. Yine dağlarda tarama harekâtı yapıyoruz. Her gün kafa kesmekle uğraşıyoruz….."
“11 Ağustos
Bu sabah erkenden karşıdaki köye baskın yaptık. Fakat köyde kimse yoktu. Yakılması için haber bekliyoruz. Hafif makina Yılan Dağı’nı kurşunla dövüyor. Bugün dağları tararken 10 Kürt çıktı. İkisini bizim bölük vurdu. Bir kısmı yaralı kaçtı, bir kısmı da yakalandı. Şimdi yani 11:30’da Kozluca (tam okunamadı) köyünü yakıyoruz.”
“18 Ağustos
Sabah saat yedi buçukta Zara’nın nahiyesinden hareket ettik. Pülür’e, sonra Cevizli köyüne geldik. Yol boyunca olan bütün köyleri yaktık. Dağ içinde bir kulübeye girdik. 100 keçi bulduk. Ve meşum bir vaziyet karşısında kaldık. Bir Kürt kadını kendisini iple asmış. Bir (okunamadı) çökelek süt de bırakmış. ... "
“10 Eylül
Bugün dağlar ormanlar tarandı. Bizim bölük, azılılardan birisinin kellesini getirdi. Başka bir bölük de Seyithan’ın kafasını getirdi. Bizim bölükte Ruşen isminde er var. Bütün kafaları o kesiyor. ...”
“7 Eylül
Sabah erkenden ormandan hareket ettik, bir köye geldik. Bütün asker köyü talan etti. Bal peteklerine girmişler, çoğunun yüzünü, burnunu ve her tarafını arılar sokarak şişirmiş. ..."
“15 Eylül
Yan yazı:
Bu gün Söğütlü köyünü taradık. Şüpheli insanları topladık. Koç Uşağının ele başısı olan İbrahim ağayı bugün dere içinde kurşunla öldürdük...”
...
Askeri harekat; Sivil silahsız insanları öldürmek, kafa kesmek, köyleri yakmak; malları, ürünleri yağmalamak...
Bugünün Türk askerlerin hatıra defterlerini okuyabilsek farklı şeyler bulabilir miyiz; örneğin pişmanlık, acıma, üzüntü?...
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/23286/dersim-soykirimi-ve-kotulugun-siradanligi
29 Kas 2019 14:38 güncellendi
Yorumlar
Yorum Gönder