Nazım Hikmet'in en çok sevdiğim dizelerinden biri şöyle biter:
"Yaşamak, bir orman gibi kardeşçesine
ve bir ağaç gibi, tek ve hür
bu hasret bizim!"
Ne var ki çok güzel biten şiir çok kötü başlar. Çünkü fark edersiniz ki Nazım'ın bahsettiği "BİZ"in içinde "SİZ" yoksunuzdur.
"Dört nala gelip Uzakasya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim!"
Nazım burada memleketi, "Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" bir yer olarak tarif eder; Yani Küçükasya, Önasya veya "Anadolu"!.. Uzantı "kısrak başı" olduğuna göre o da "Uzakasya'dan dörtnala gelmiş atlıların" ülkesinin doğal devamı olmaktadır.
Haliyle "BİZ"den kastedilen de "Uzakasyadan dörtnala gelmiş olan akıncılar ve onların torunları" olmaktadır. Bu atlılar "işgalci, yağmacı, çöreklenmeci" değil kendilerine ait olan bir memleketin gerçek sahibidir Nazım'a göre.
Oysa tarih şahittir ki Türk atlıları dört nala Uzak Asya'dan" gelmeden önce de bu memlekette Yunan, Asur, Med, Ermeni, Hitit, Urartu gibi çok büyük medeniyetler, Elen, Ermeni, Asuri, Kürt, Laz, Gürcü gibi nice kadim halklar zaten yaşıyorlardı.
Demek ki Nazım'ın "BİZ"inin içinde yerli halklar, medeniyetler, kültürler yoktur maalesef.
Sonunda "bir orman gibi kardeşçe yaşama" fikrini paylaşsak bile, bu topraklara binlerce yıldır kök salmış ağaçların "ağaç"tan sayılmadığı (kesildiği, kökünden sökülmeye çalışıldığı) bir "biz"in içinde "tek ve hür" yaşama olanağımızın olmadığını görürüz.
Belki Nazım böyle "ince" düşünmemişti diyenler çıkabilir.
Tersine Nazım çok daha "ince" düşünen bir ozandır ve bu dizelerle Türkiye'deki iktidar sahiplerine bir siyasal "SÖZLEŞME" sunmuş olmaktadır.
Alparslan Türkeş gibi Türk ırkçısı-faşist birinin Nazım'la bulduğu ORTAK PAYDA, eğer "Dört nala gelip Uzakasyadan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket BİZİM!" (1994 MHP kongresinde okumuştu) dizeleri oluyorsa ortaklığın temelini yerli halkların varlığını reddeden bir ülke ve ulus tarifi, ŞOVEN BİR TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ oluşturuyor demektir.
Şiirin sonundaki güzelim ortak özlemi sakatlayan bu anlayışı REDDETMEK de sosyalistlerin sorumluluğunda olmalı.
ve bir ağaç gibi, tek ve hür
bu hasret bizim!"
Ne var ki çok güzel biten şiir çok kötü başlar. Çünkü fark edersiniz ki Nazım'ın bahsettiği "BİZ"in içinde "SİZ" yoksunuzdur.
"Dört nala gelip Uzakasya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim!"
Nazım burada memleketi, "Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan" bir yer olarak tarif eder; Yani Küçükasya, Önasya veya "Anadolu"!.. Uzantı "kısrak başı" olduğuna göre o da "Uzakasya'dan dörtnala gelmiş atlıların" ülkesinin doğal devamı olmaktadır.
Haliyle "BİZ"den kastedilen de "Uzakasyadan dörtnala gelmiş olan akıncılar ve onların torunları" olmaktadır. Bu atlılar "işgalci, yağmacı, çöreklenmeci" değil kendilerine ait olan bir memleketin gerçek sahibidir Nazım'a göre.
Oysa tarih şahittir ki Türk atlıları dört nala Uzak Asya'dan" gelmeden önce de bu memlekette Yunan, Asur, Med, Ermeni, Hitit, Urartu gibi çok büyük medeniyetler, Elen, Ermeni, Asuri, Kürt, Laz, Gürcü gibi nice kadim halklar zaten yaşıyorlardı.
Demek ki Nazım'ın "BİZ"inin içinde yerli halklar, medeniyetler, kültürler yoktur maalesef.
Sonunda "bir orman gibi kardeşçe yaşama" fikrini paylaşsak bile, bu topraklara binlerce yıldır kök salmış ağaçların "ağaç"tan sayılmadığı (kesildiği, kökünden sökülmeye çalışıldığı) bir "biz"in içinde "tek ve hür" yaşama olanağımızın olmadığını görürüz.
Belki Nazım böyle "ince" düşünmemişti diyenler çıkabilir.
Tersine Nazım çok daha "ince" düşünen bir ozandır ve bu dizelerle Türkiye'deki iktidar sahiplerine bir siyasal "SÖZLEŞME" sunmuş olmaktadır.
Alparslan Türkeş gibi Türk ırkçısı-faşist birinin Nazım'la bulduğu ORTAK PAYDA, eğer "Dört nala gelip Uzakasyadan, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket BİZİM!" (1994 MHP kongresinde okumuştu) dizeleri oluyorsa ortaklığın temelini yerli halkların varlığını reddeden bir ülke ve ulus tarifi, ŞOVEN BİR TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ oluşturuyor demektir.
Şiirin sonundaki güzelim ortak özlemi sakatlayan bu anlayışı REDDETMEK de sosyalistlerin sorumluluğunda olmalı.
Yorumlar
Yorum Gönder