SAZ ve KİLİM

 Sevgili @[572909283:2048:Kemal Hür] dostumuz, beni de anarak aşağıdaki paylaşımla ilgili fikrimi sormuştu. Tartışma kapanmış da olsa gecikerek kendi cevabımı yazmak istedim.


Öncelikle Türkiye'den ayrılmak zorunda bırakılan akademisyenler mevcut iktidara karşı doğru ve cesur bir politik duruş göstermelerinden ötürü, kariyerlerini, mesleklerini kaybedip birden bire göçmenler haline geldiler. Bu, büyük bir kırılma. Kendilerine çok da haksızlık etmemek için bu yorumu yapan kişinin daha önce yazdıklarını, eserlerini bir göreyim, arka planını anlayayım diye sağa sola baktım ama fazla bir şey bulamadım.

Yorumda kullanılan dil çok tanıdık. Sol Kemalistlerin üsttenci, seçkinci, beğenmezci, küçümseyici bakışını hemen tanımak mümkün. Biz en iyisini biliriz'den aşağı inmiyorlar genellikle. Bu yazıda kurulan hükümler de böyle "hoch nase" bir eda taşıyor.

Öncelikle bu tartışmayı Alman marksistleri, akademisyenleri ile yapmasını dilerim.

Sazın müzikal, kilimin estetik değerini küçümsemek; onu alt-aşağı sınıflara, kültürlere (köylülüğe) ait bir gerilik olarak görmek tam bir saçmalık.

Oysa 60'lı 70'yı yıllarda sol Kemalist aydınlar kendilerinin ne kadar "halkçı" olduklarını göstermek için saz ve kilim sembollerine sıkı sıkı sarılmışlardı. Evlerinde duvara asılmış bir çift nakışlı çorap, eski bir kilim parçası ve saz-kaval gibi enstrümanlarla bezenmiş bir "şark köşesi" bulunur; çalışma masalarının şurasında burasında köyü ima eden bir obje bulunurdu.

O zamandaki bu sembolleştirme de çok sorunluydu; şimdiki bu reddediş ve küçümseme de çok sorunlu ve bir yabancılaşma ifadesi bana göre.

Söylemlerin yol açması gereken doğru bir tartışma kanalı da var aslında. O da çoğumuzun gözlemlediği gibi, Avrupa'daki göçmenler arasındaki "tutuculuk" oranının neden fazla olduğunu; sanki değişime neden daha kapalı durduklarını sosyolojik olarak çözümlemek...

Bunu bir yanıyla "kimliğini korumak, yabancılaşmamak için" bazı sembollere, değerlere daha bağnazca tutunma ihtiyacı ile izah etmek mümkün mü? Hangi değerleri korumalı, hangilerini değiştirmeli, hangilerini sentezlemeliyiz? Herhalde bu her sınıfa, her kültüre, her kişiye göre değişebilecek çok uzun bir konu.

Yine de son söz olarak Saz'ın ve Kilim'in ne müzikal ne estetik olarak geri değerleri sembolize etmediğini, geleneksel halk kültürünü taşıdığı gibi modernizmin içinde de yol açtıklarını söylemeliyim.

Modernizmin sembolü gibi görülen Gitar da sonuçta daha çok köylülüğün, gezgin Çingenelerin kullandığı bir halk enstrümanıydı. İspanyol marksistleri yanı başlarında saz vardı da çalmadılar mı geri diye?

Selam ve sevgiler.

Yorumlar