Bugün Ermeni Ulusal Kurtuluş mücadelesinde Partizan savaşının / Fedai Hareketinin efsane ismi Antranik Ozanian'ın ölüm yıldönümü.
1866 Şebinkarahisar doğumlu olup 1901 Surp Arakel Manstırı savunması, 1904 yılında Sason ayaklanması;1915 Van ve 1918 Erzurum savunmalarında kritik roller oynamış olan, Ermeni gerillacılığının önderlerinden Antranik Ozanian 31 Ağustos 1927'de Kalifornya'da hayata veda etti.
1915 Soykırımını tanıyan birçok aydın ne yazık kı Ermeni halkının meşru ve haklı ulusal talepleri için Osmanlı İmparatorluğu ve Çarlık Rusyası'na karşı vermiş oldukları ulusal demokratik mücadeleyi görmezden gelmekte adeta uzlaşmışlardır. Onların çoğu Ermenilerin silahlı mücadelesini ve ulusal taleplerini meşrulaştırmanın, İttihad-Terakki yönetiminin sivil insanlara uyguladıkları sistemli zulmü soykırımı da mazur hale getirebileceği endişesi taşırlar.
Ben tersine Osmanlı zulmü altında yaşayan Ermeni toplumunun eşit-özgür anayasal vatandaşlık için 30 yıl boyunca yürüttükleri barışçıl-diplomatik mücadeleyi saygıyla karşıladığım gibi; sonunda silaha sarılmalarını, gerilla mücadelesi yürütmelerini de meşru ve haklı görmekteyim.
Tıpkı bugün Kürt ulusal demokratik mücadelesinin olduğu gibi...
1915 Soykırımını tanıyan birçok aydın ne yazık kı Ermeni halkının meşru ve haklı ulusal talepleri için Osmanlı İmparatorluğu ve Çarlık Rusyası'na karşı vermiş oldukları ulusal demokratik mücadeleyi görmezden gelmekte adeta uzlaşmışlardır. Onların çoğu Ermenilerin silahlı mücadelesini ve ulusal taleplerini meşrulaştırmanın, İttihad-Terakki yönetiminin sivil insanlara uyguladıkları sistemli zulmü soykırımı da mazur hale getirebileceği endişesi taşırlar.
Ben tersine Osmanlı zulmü altında yaşayan Ermeni toplumunun eşit-özgür anayasal vatandaşlık için 30 yıl boyunca yürüttükleri barışçıl-diplomatik mücadeleyi saygıyla karşıladığım gibi; sonunda silaha sarılmalarını, gerilla mücadelesi yürütmelerini de meşru ve haklı görmekteyim.
Tıpkı bugün Kürt ulusal demokratik mücadelesinin olduğu gibi...
Elbette Ermeni ulusal demokratik hareketini oluşturan birçok parti, örgüt, grup vardı. Bunların taktik ve stratejik hedefler, yöntemler bakımından eleştirilecek pek çok yan bulunur. Fakat bu, temel olarak haklı ve meşru talepleri ortadan kaldırmaz.
Bugün Kürt ulusal demokratik hareketinin olduğu gibi dün de Ermeni ulusal demokratik hareketinin temel problemlerinin başında; coğrafyanın demografik olarak ÇOK ULUSLU, ÇOK KÜLTÜRLÜ, ÇOK İNANÇLI bir yapı göstermesi; bu durumda ulusal temeldeki taleplerin çoğu kez bizzat komşu halkları-toplumları ürkütmesi en azından onların desteğinden uzak kalmasıydı.
Salt çoğunluğa dayalı bağımsız alanların oluşturulması ve savunulmasının güçlüğü;çoklu yapı gösteren toplumlar arasında çelişmelerin merkezi otorite tarafından kolaylıkla kulanılabilmesi sürekli bir zaafiyet oluşturdu.
Kuşkusuz bunlar geçmişin değil bugünün de sorunlarıdır...
Ermeni ulusal hareketinin tarihini çok değil biraz bile öğrenmeye başladığımda, Türkiye'de yaşayan devrimci muhalefetin ne kadar büyük zaman ve emek kaybı yaşadığımızı farkedebiliyordum. (1980'lerin sonları)
Hatırlarsanız 1970'li yıllarda Türkiye devrimci hareketi radikalleştiğinde silahlı mücadele için dünyanın dört bucağından harıl harıl MODEL aramaya girişmişti. Küba mı, Vietnam mı, Angola mı, Mozambik mi diye tartışırken hiç kimsenin aynı coğrafyada, aynı toplum içinde,aynı dağlarda, aynı kent ve köylerde, aynı Merkezi devlete karşı zaten verilmiş bir GERİLLA MÜCADELESİ olduğunu bilmeyişi, yani Ermeni Fedai Hareketi'nden habersiz oluşu içinde olduğumuz trajik durumu anlatıyor.
İçinde yaşadımız toplumu, halkları tanımıyoruz; onların gerçek tarihini bilmiyoruz; bırakalım deneyimi-devamlılığı bilgi bile aktaramıyoruz...
İşte Antranik ismi bu sisler içinden bana bir pırıltı olarak gözüktü.
Nasıl olmasın ki, Ermeni halk direnişini örgütlemiş, halkın gözünde ulusal kahraman olmuş, üzerine besteler, ezgiler dizilmiş olan Antranik, 1908 Meşrutiyet devriminin ardından kendisine 50 lira maaşla Muş'tan milletvekili olma teklif eden İttihadçıları reddetmişti. O hep savaşçı olarak kalmayı yeğledi.
1912 Balkan savaşı başladığında, 230 militanıyla birlikte gözünü kırpmadan Makedon devrimcilerine yardıma gitmişti. (Demek ki Che'den önce de bu işleri yapanlar varmış.)
Bolşevik Devriminin öncülerinden Troçki o sırada Balkan Cephesinde bir basın mensubuydu. Antranik'le tanıştı ve onunla uzun bir söyleşi yaptı. (Ermeni sorunu ve Osmanlı İmparatorluğu hakkında en gerçekçi değerlendirmeleri Troçki'nin yapması tesadüf olması gerek.) Antranik, Troçki'ye şöyle cevap vermişti:
“BEN MİLLİYETÇİ DEĞİLİM” diyor Antranik, orada savaşmasının nedenini açıklarken. “BİR TEK MİLLET TANIYORUM O DA EZİLENLERİN MİLLETİ”...
Dostlarımızın, arkadaşlarımızın bu konuda az şey bilmeleri bir kayıptır. Peri Yayınlarından çıkan Antranik Biyografisi çevirinin oldukça bozuk olmasına rağmen bu alandaki en iyi eserlerden biridir. O benim için de son derece saygın bir isimdir; bu vesileyle saygıyla anıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder