- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
2016 yılında yaşamımın en büyük travmalarından birine uğramıştım. Siyaseten dost bildiklerimle, en çok da "Kurd û Kurdistan" diyen yeni milliyetçi kesimlerle çok derin bir duygusal kopuş yaşadım. Çoğunu çok eskiden beri bildiğim, tanıdığım, birçoğuyla da beraber çalıştığım bu insanların "HENDEKLER" dönemindeki tavırları beni derinden yaraladı.
"Halkımız, milletimiz, gençlerimiz" dedikleri insanların, Sur'dan Cizre'ye, Nusaybin'den Silvan'a kentlerin, kasabaların etrafı günlerce aylarça çevrilip içeride kalan insanlar bombalarla, tanklarla imha edilirken; "ama hendek kazmak yanlıştı, bu yanlışın sonucu bunlar oluyor" deyip durdular. Devlete karşı tek bir protesto eylemi düzenlemediler; bildiri bile çıkarmadılar.
Hiçbiri tankların önüne çıkıp şöyle demedi: "Durun bakalım! Hendek, barikat yanlış olabilir ama siz halkımızı bu bahaneyle imha edemezsin. Bizi ezip geçmeden halkımızı bombalayamazsınız!"
Bunun yerine ağırlığı PKK eleştirisine verip, devletin yapıp ettiği zulümü "Devlettir, yapar eder, asıl buna zemin verenler hatalıdır" düzeyinde "normalize" etmeye koyuldular. Devlet onların otellerdeki toplantılarına, tabelalarına dokunmuyordu!...
Sonra halkımızdaki "milli duygu, insani dayanışma" vb. gibi varsayılan özellikleri sorguladım. Bırakalım diğer kentlerde kasabalarda olanları, yurtsever duygu ve potansiyelin en yüksek olduğu Diyarbakır'da bile, bir semti yerle bir edilirken, öbür mahallelerin "normal" yaşamlarına nasıl olup da devam edebiliyor olduklarına bir anlam veremedim.
Evet kabul ediyorum ki, halkımız gerçekten SAVAŞ ve DİRENİŞ yorgunuydu. En gerekli olduğu bir zamana ENERJİSİNİ yitirmiş olarak yakalanmıştı. Gerçekten böyle miydi? Bu çelişki de beni derinden yaraladı.
Ve biz diasporadakiler... Bu durumda neler yapabilirdik; halkımızın, sivil insanların, çoluk çocuğun bu imha edilmesine karşı neler yapabilirdik? Her akşam alanlara çıkıp gösteri yapmak ne yeterliydi, ne de CAYDIRICI... Derdimizi, içinde yaşadığımız toplumlara anlatabildiğimiz bile KUŞKULU...
Kişisel olarak da o hendeklerde, barikatlardaki gençlerin yanında olamamak, en azından onlarla aynı kaderi paylaşamamak kendime karşı da bir ÖFKE yarattı.
Kendi yapamadığın, yapmadığın şeyleri, başkasından beklemek ve talep etmek ahlaken doğru olamaz! Bu açmaz deyim yerindeyse beni HASTA etti. Ama hasta olmaya, çürüğe ayrılmaya da hakkımız yok...
İnsanlar bu yarayla ne kadar yaşayabilir, nasıl yaşayabilir bilmiyorum ? Zindandayken, direnişin içinde, yanında, olmak sorun değildi ama ya "özgür"ken bir şeyler yapamamak!
Şimdi buna benzer bir durum neredeyse bir DEJA VU gibi yeniden kapımızı çalıyor.
Suriye'deki kanlı iç savaşa rağmen toplumsal İÇ BARIŞINI koruyabilmiş; çok etnikli, çok kültürlü yapısını bir DEMOKRASİ ve ÖZYÖNETİM anlayışıyla koruyabilmiş, aslında tüm bölge ve insanlık içirn ÖRNEK gösterilmesi gereken bir kent, AFRİN, adeta siz "niye halen ayaktasınız" dercesire TÜRK MİLİTARİZMİNİN pençesine terkedilmiş vaziyette.
Süper güçler, bölgesel barbarın ağzına terkederek AFRİN'i umursamıyorlar. Dünyadan çıkan dayanışma sesleri çok zayıf... Buna karşın oradaki insanlar NATO'nun ikinci büyük ordusunu DURDURABİLİYOR, engelleyebiliyor.
Türkiye kamuoyu, iktidarıyla, "muhalefetiyle" bu barbarca, Türkçü-Osmanlıcı şövenizme bulandırılmış saldırganlığı ALKIŞLIYOR destekliyor. Söylenenler doğru ise Erdoğan oyları bu nedenle artmış. İnanırım, doğrudur... Çünkü 7 Haziran ile Kasım 2015 seçimleri anasında sırf Kürdistan'da savaş politikalarına yeniden döndüğü için AKP'nin oyları % 6-7 oranında artmıştı.
Peki ya BİZİM HALKIMIZ ne yapıyor?
Örgütlerimiz, partilerimiz, kurumlarımız, politikacılarımız, aydınlarımız ne yapıyor?
Bu savaşa, işgale karşı nasıl bir tepki veriyor? Hani kitlesel savaş karşıtı gösteriler nerede? Erdoğan "HDP gösteri yapmaya kalkarsa ezer geçeriz" diye tehdit etti. Tehditler, halkımızın bir yarısına imha harekatı yapılırken diğer yarısının SESSİZLİĞİNİ açıklamaya yetiyor mu?
Ortada anormal bir SESSİZLİK yok mu?
MAZERET ve İZAHAT yerine ÇÖZÜM bulmamız gerekiyor...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder