Bazı arkadaşların MHP ve AKP arasındaki "atışmalara" bakıp erkenden "îttifak çatırdadı", "ittifak bitti" gibi yorumlar yazdıklarını görüyorum.
MHP, af konusuyla ilgili olarak biraz gücenmiş bile olsa, aralarında sayısız anlaşmazlık konusu olsa bile seçim sandığı ortaya geldiğinde yine işbirliği yapacaklarından kuşkum yok.
AKP+MHP+(Ulusalcı,Ergenekoncu gruplar) ittifakı temelde Anti-Kürt bir ittifaktır; ne Türkiye'de ne Ortadoğu'da "Kürt annesini görmesin" prensibine dayanmaktadır. AKP'nin Cemaat yapılanması karşısında düştüğü büyük tehlike, Kürtleri siyasetin dışlaması, savaş-sindirme politikalarına dönmesi koşuluyla, MHP ve Ulusalcıların AKP'yi desteklemesiyle dengelenmiştir. Bu ihtiyaç onları birbirine mahkum kılmaktadır.
AKP, Başkanlık sistemiyle istediği bütün şeyleri almış gibi görünse de MHP ve Ulusalcı blok desteğine her şartta ihtiyaç duymaktadır. Diğerleri de AKP'nin kanatları altında güvenli bir hayat sürmekteler. Dolayısıyla İttifak SAADET ZİNCİRİ gibidir. Çıkarlar birbirine var ettiği sürece dağılmaz ama eğer bir yerde koparsa da tespih taneleri gibi dağılıverir.
Şu anda bu İTTİFAK'ın dağılması için bir neden gözükmüyor.
MHP biraz daha fazla belediye almak ve Af konusunda bastırmak için biraz blöf yapar, üç aşağı beş yukarı razı olur...
Bu Kavuklu-Pişekar atışmasının; MHP'nin İYİ partiye kaptırdığı milliyetçi oylara yönelebilmesi; AKP'nin de iyice tecrit olduğu Kürt seçmenine ulaşabilmek için hani araları açılmış gibi göstermelik kapışma olması da akla yakın.
Zira Erdoğan çoktandır yuttuğu "Kürt kardeşlerim" söyleminin az da olsa hazırda bekleyen kimilerini avlayabileceği beklentisi içinde olabilir. Onlarca kasabayı kenti yerle bir edip, halk oyuyla seçilmiş yerel yönetimlere çöken bu yönetimin ağzından "Kürt" lafı çıktı diye peşine takılacak olan varsa aklıyla çok yaşasın!
AKP-MHP ittifakının çatırdamasından medet ummak yerine demokrasi güçlerinin gerçek bir ittifakını sağlama yollarına bakmalı...
AKP+MHP+(Ulusalcı,Ergenekoncu gruplar) ittifakı temelde Anti-Kürt bir ittifaktır; ne Türkiye'de ne Ortadoğu'da "Kürt annesini görmesin" prensibine dayanmaktadır. AKP'nin Cemaat yapılanması karşısında düştüğü büyük tehlike, Kürtleri siyasetin dışlaması, savaş-sindirme politikalarına dönmesi koşuluyla, MHP ve Ulusalcıların AKP'yi desteklemesiyle dengelenmiştir. Bu ihtiyaç onları birbirine mahkum kılmaktadır.
AKP, Başkanlık sistemiyle istediği bütün şeyleri almış gibi görünse de MHP ve Ulusalcı blok desteğine her şartta ihtiyaç duymaktadır. Diğerleri de AKP'nin kanatları altında güvenli bir hayat sürmekteler. Dolayısıyla İttifak SAADET ZİNCİRİ gibidir. Çıkarlar birbirine var ettiği sürece dağılmaz ama eğer bir yerde koparsa da tespih taneleri gibi dağılıverir.
Şu anda bu İTTİFAK'ın dağılması için bir neden gözükmüyor.
MHP biraz daha fazla belediye almak ve Af konusunda bastırmak için biraz blöf yapar, üç aşağı beş yukarı razı olur...
Bu Kavuklu-Pişekar atışmasının; MHP'nin İYİ partiye kaptırdığı milliyetçi oylara yönelebilmesi; AKP'nin de iyice tecrit olduğu Kürt seçmenine ulaşabilmek için hani araları açılmış gibi göstermelik kapışma olması da akla yakın.
Zira Erdoğan çoktandır yuttuğu "Kürt kardeşlerim" söyleminin az da olsa hazırda bekleyen kimilerini avlayabileceği beklentisi içinde olabilir. Onlarca kasabayı kenti yerle bir edip, halk oyuyla seçilmiş yerel yönetimlere çöken bu yönetimin ağzından "Kürt" lafı çıktı diye peşine takılacak olan varsa aklıyla çok yaşasın!
AKP-MHP ittifakının çatırdamasından medet ummak yerine demokrasi güçlerinin gerçek bir ittifakını sağlama yollarına bakmalı...
Yorumlar
Yorum Gönder